kastamonunun muhteşem dörtlüsü

Konu: kastamonunun muhteşem dörtlüsü Çarş. Kas. 25, 2009 5:50 pm

Kastamonu’nun muhteşem dörtlüsü

<table width=560><tr><td class=TEXT1 style="PADDING-RIGHT: 10px" colSpan=2>
Bir cumartesi günü sabah saat 11:00’de çıktım yola. Ne sabahı kardeşim atı alan Üsküdar’ı geçmiş falan demeyin. Birkaç haftanın yoğun temposunda tam anlamıyla leşim çıkmış. Uykusuzluktan açılmıyor ki gözlerim. İkindi vakti olsa benim için yine sabah.

Neyse dedim ya çıktım yola. Yavuz Ballık, Satı Ergün ve Yavuz Yaman yani muhteşem üçlü beni bekliyor. Kastamonuluların İstanbul’daki onursal lideri Yavuz Ballık, esprili hikayeleri ile herkesin gönlünde taht kuran babalar gününün mimarı Yavuz Yaman, hemen herkesin yardımına koşan özü de sözü de bir Satı Ergün. Muhteşem üçlü dedimse, tabii ki aflarına sığınarak dedim. Allah uzun ömür versin, o yaşta o performansa muhteşem kelimesi de doğrusu biraz hafif kalıyor. Çıktık yola, istikamet Bakırköy ve ardından da Bahçelievler.

Şimdi efendim, bu bizim gurbet elçileri röportaj dizisi başladığından beri güzel bir ekibimiz oluştu. Herkes elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışırken, aramıza 2 Yavuz, bir de Satı’dan oluşan muhteşem üçlü katıldı. Bizimle birlikte röportajlara geliyorlar, sorular soruyorlar, randevuları ayarlıyorlar derken inanın bizim ekip onların yanında gölgede kaldı. Allah eksiltmesin öyle enerjileri var ki, yorgunum demeye utanır oldum. İşte yola çıkış gayemiz de röportajdı. Türk Sendikacılığı’nın duayeni , Kastamonulu Sabri Tığlı ve iki dönem Kastamonu Belediye Başkanlığı yapan Mustafa Kasım Gurbet Elçileri’ne konuk olacaktı. Heyecanlıydım ve muhteşem üçlünün bitmeyen enerjisi bana da yansımış ve bütün yorgunluğum yok olmuştu.

Önce Fenerbahçe’den Yavuz Ballık abiyi aldım. Karşı yakaya geçip, Satı abi ve Yavuz Yaman ile buluşacağız. Kısa bir kargaşadan sonra Beşiktaş’ta Gurbet Elçileri kadrosu tamamlandı. Bir de bizim ekibe yeni katılan Gürkan var. Gürkan Trabzonlu ama Karadeniz’in doğusu ile batısı arasındaki farksızlık noktalarından hareketle bize hiç yabancı değil. Sadece kendi tabiri ile biraz hamsi kafalı. Neticede olduk beş kişi. Arabaya son binen Yavuz Yaman oldu. Ardından bizi kahkahaya boğan ve beklediğimiz şakalardan biri Yavuz Yaman’dan geldi. Hemen her ortamda tabela şakasını yapan her yabancıya, ardından gelen tabelayı hatırlatıp mat eden Yavuz Yaman biz bize olmanın verdiği hoşgörü ile yaptı şakasını. Biz de aynı hoşgörüye sığınarak yazıyoruz; “Beş kişi olduk, Ayu gribi olcayuz şimdi” Espri bizi gülmekten çatlatırken ardından ikinciyi patlattı: “Ne yani domuz gribi olacağıma Ayu gribi olurun.”

Bakırköy’e gitmek üzere Beşiktaş’tan hareket ettiğimizde daha başlangıç noktasında 1 saat geç kalmıştık randevumuza. Kısa süren “Senin yüzünden geç kaldık ” takılmalarının ardından yolların da açık olması sebebiyle Bakırköy’e geldik. 5-6 yanlış sokak ve caddeye girip, olduğumuz yerde 1-2 tur attıktan sonra adresi bulduk ve başladık ropörtaja Sabri Tığlı ile. Sendikacılıktan siyasete, Abana’dan İstanbul’a sohbetimiz gelişirken, fotoğraf karesine belki de Kastamonu tarihinin önemli bir fotoğrafının takıldığını sonradan idrak edecektik. Muhteşem üçlü ve Sabri Tığlı aynı karede birleşince olmuştu muhteşem dörtlü. Kastamonu cemiyetinin İstanbul ayağı Kas-Der kurucuları 25 sene sonra aynı karede.

Aslında biraz acele edebilmiş olsaydık. Ne bileyim şu gurbet elçileri belki de geçen sene aklımıza esmiş olsaydı, belki de unutulmayan başka bir fotoğraf karesine tanıklık etmiş olacaktık. Mustafa Sıtkı Erkek de olabilecekti aramızda belki de. Yavuz abi ile beraber ziyaretine gidip röportaj yapmayı planladığımız günün ertesinde almıştık ölüm haberini. Sonra hep birlikte, Zincirlikuyu mezarlığına defnetmiştik birkaç hafta önce. Hayat işte kimi zaman garip, kimi zaman açık ve net…

İlk röportajı tamamlayıp, Bahçelievler’e doğru yola koyulduğumuzda, biraz daha tecrübe kazanmış ve Reis Mustafa Kasım’ın evine çok kolay ulaşmıştık. Diğer bir deyişle yön bulma işine el koydum da denilebilir. Ormancılık ve Belediyecilik ile geçen sohbetimiz, Reis’in kızı Mukadder hanımın cana yakın konukseverliği ile noktalanmış ve yılların anılarının üzerimizde bıraktığı hüzünle, dönüş yoluna koyulduğumuzda hava kararmıştı. Hüzün dedim de, Reis’e Allah uzun ömür versin dileğimizle devam edelim ve kendisini ziyaret etmek isteyen dostlarına ve arkadaşlarına buradan seslenelim: “ Reis bey sizleri görmekten, sesinizi duymaktan mutlu olacaktır.” Hüzünlü bir tekrarla ; ” Hayat işte kimi zaman garip, kimi zaman açık ve net…”

Gurbet Elçileri, memleket adına iyi bir şeyler yapmak, bizlere yol açanlar ve açacaklar ile söyleşi de bulunmak, her bir parçamız hakkında yeni kuşaklara kayıt bırakmak üzere tasarlandığında ne kadar önemli bir işe soyunduğumuzun sanırım o Cumartesi gününü olduğu kadar farkında değildik. Ne diyelim iyi ki başlamışız. Ve iyi ki onlar da var.

Ve diyelim ki; fotoğraftaki gözlere, gözlerden yayılan ışıltıya bir kez daha bakalım, bir kez daha görelim ve dileyelim; “Allah sağlıkla dolu uzun ömür versin ve gözlerdeki ışık hiç eksilmesin…”

kastamonunun muhteşem dörtlüsü Muhtesemdortlu_large

</TD></TR>
<tr class=TEXT1 height=5><td style="PADDING-LEFT: 10px">11/24/2009

alıntıdır</A></TD></TR></TABLE>