CİDELİLER
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

CİDELİLER

SÖZDE DEĞİL ÖZDE DOSTLUK CİDELİLERİN BULUŞMA NOKTASI
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 HZ.Hüseyin ve Kerbela Faciası

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ASİCİDELİ
Admin
ASİCİDELİ


Mesaj Sayısı : 1271
Kayıt tarihi : 18/06/08
Yaş : 53
Nerden : KADIKÖY

HZ.Hüseyin ve Kerbela Faciası Empty
MesajKonu: HZ.Hüseyin ve Kerbela Faciası   HZ.Hüseyin ve Kerbela Faciası I_icon_minitimePtsi Ara. 21, 2009 11:03 am

Yrd.Doç.Dr. Ali DUMAN
Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası
<table width=560><tr><td class=TEXT1 style="PADDING-RIGHT: 10px" colSpan=2>Peygamberimiz Hz. Muhammed’in erkek çocuklarının hiç birisi yaşamadı. Bu sebeple Mekke Müşrikleri ona soyu kesilmiş anlamında olmak üzere“Ebter” demeye başladılar. Onların, hakaret maksadıyla söyledikleri bu söz peygamberimizin çok ağırına gitmesine rağmen o sabrediyordu. Nihayet Kevser suresi nazil olduğunda, soyu kesik (ebter) olanın müşrikler olduğu, peygamberin soyunun devam edeceği bildirilmiş oldu. Gerçekten de müşriklerin çoğunun çocukları İslam’la şereflendiler. Böylece müşrikliğin soyu kesildi.

Peygamberimizin nesli ise, evladı gibi sevdiği Hz. Ali ile aziz ve muhtereme kızı Hz. Fatıma’nın iki erkek evladı: Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin yoluyla devam etti. Hz. Hasan neslinden gelen peygamber torunlarına “Şerif”, Hz. Hüseyin neslinden gelen peygamber torunlarına da “Seyyid” denilerek Müslümanlar, peygamberimizin nesline saygıyı muhafaza ettiler.

Elbette bu saygının tarihin bütün dönemlerinde aynı düzeyde olduğunu söylemek mümkün değildir. Zira tarihi vak’alar bilinmektedir. Kimse bunları inkar edemez.
Bu inkar edilemeyecek tarihi hadiselerden biri de, ilk Emevi halifesi ve halifeliği saltanata dönüştüren ilk kimse olan Muaviye’nin oğlu Yezid zamanında meydana gelen Kerbela Faciasıdır. 10 Ekim 680 (10 Muharrem 61)’de meydana gelen bu feci olayda, Peygamberimizin muhterem torunu, “Cennetin iki reyhanı”ndan biri olan Hz. Hüseyin ve kendisiyle birlikte olan 72 kişi şehit edilmiştir.

Ağabeyi Hz. Hasan’ın hilafeti Muaviye’ye devretmesine karşı olmasına rağmen, itaatsizlik etmeyerek bu fikre boyun eğen Hz. Hüseyin, Ağabeyinin vefatının ardından kendisine ibadete vermiş ve siyasetten uzaklaşmıştı. Fakat, Muaviye’nin, hilafeti kendisinden sonra oğlu Yezid’e devr etme niyetini öğrenince bu durum karşısında sessiz kalamadı. Üstelik etrafında bulunan bazı kimseler, Ehl-i Beyt’in önderi olduğu gerekçesiyle hilafetin ona ait olduğu yolunda fikirlerle Hz. Hüseyin’i kışkırtıyorlardı. Bunun yanında Muaviye’nin halifeliği Yezid’e devr etmesinden rahatsız olan başta Kufe olmak üzere çeşitli bölgeler de Hz. Hüseyin’in bu konuya çözüm getireceği ümidiyle ona müracaat ediyorlardı. Hz. Hüseyin de Muaviye’den sonra iktidara gelen Yezid’e bey’at etmemişti. İktidardaki halifeye bey’at etmemek, isyan demekti.

Nihayet Kufeliler bir elçi göndererek, hilafet hususunda Hz. Hüseyin’i destekleyeceklerini bildirdiler. Bunun üzerine Hz. Hüseyin, Müslim b. Akil’i durumu tetkik etmesi için Kufe’ye yolladı. Kufe’ye ulaşan Müslim,, Hz. Hüseyin adına bey’atleri kabul etmeye başladı. Kaynakların vrediği bilgiye göre de 12-30 bin civarında Kufeli bey’at etti. Kufe’deki durum hakkında Hz. Hüseyin’e bilgi veren Müslim, aldığı bey’atleri bildirdi ve kendisinin Kufe’ye gelebileceğini söyledi.
Müslim’in Kufe’deki faaliyetlerinden haberdar olan Yezid, Kufe valisini onun üzerine göndererek öldürttü. Müslim’in son gelişmelerden Hz. Hüseyin’i haberdar edecek vakti olmamıştı. Müslim’den daha önce gelen iyi haberler üzerine Hz. Hüseyin ailesi ve kendisine bağlı olan insanlarla birlikte Kufe’ye gitmek üzere yola çıktı. Mekke’de kalması gerektiğini, Kufe’lilere güvenilemeyeceğini söyleyenler olduysa da itibar etmeyerek yola çıktı.

Yolda karşılaştığı şair Ferezdak’a Kufe’deki durumu sorunca, aralarında şöyle bir konuşma cereyan etti: Ferezdak: “Halkın kalbi seninle, kılıçları Beni Ümeyyi iledir; ilahi takdir ise gökten iner ve Allah dilediğini yapar” dedi. Hz. Hüseyin, Ferezdak’ın bu uyarısına: “Doğru söyledin, Allah’ın dediği olur. Allah dilediğini işler ve Rabbimiz her gün yeni iştedir” diye cevap verdi ve yoluna devam etti.
Yolda karşılaştığı Kufelilerden son durumu haber alan Hz. Hüseyin, dönmeye niyetlendiyse de, öldürülen Müslim’in akrabaları ve evlatları dönmeye razı olmadılar. Bunun üzerine Hz. Hüseyin yanındakilere, kendisinin dönmeyeceğini ancak isteyenlerin ayrılabileceğini bildirdi. Etrafında aile fertlerinden başka yetmiş iki kişi kaldı.

Kerbela’ya geldiklerinden Kufe valisi, bin kişilik bir orduyla Hz. Hüseyin ve etrafındakileri kuşattı. Bu sırada vali ile Hz. Hüseyin arasında çeşitli bürokratik yazışmalar ve konuşmalar meydana geldiyse de, iki ordunun savaşması kaçınılmaz oldu. Bu yazışmalar sürecinde Hz. Hüseyin ve yanındakilerin suyu bitmesine rağmen, Kufe valisi onlara su vermeyi reddetti. Meydana gelen çarpışmada Hz. Hüseyin ve yanındakiler şehit edildiler.

Tarihe Kerbela Faciası olarak geçecek olan o elim hadisede Resulullah’ın güzide torunu Hz. Hüseyin, İslam’a girmemekte sonuna kadar direten Ebu Süfyan’ın torunu Yezid’in emriyle katl edilmiş oldu.

Hz. Hüseyin’in katli ve Kerbela hadisesi, İslam aleminde telafisi mümkün olmayan yaralar açan elim bir olaydır. Şii dünyasının her sene törenlerle andığı bu vahim hadisenin yıl dönümü önümüzdeki cumartesi günüdür. Bu vesileyle şehit Hz. Hüseyin’e Allah’tan rahmet diliyor ve dinimiz kendi siyasi çıkarları adına alet ederek, insanlık dışı zulümleri reva görenleri de Allah’a havale ediyorum.

Yrd. Doc. Dr. Ali DUMAN
İnönü Üniv. İlahiyat Fak.
İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı

kastamonupostası

alıntıdır
</TD></TR></TABLE>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://cideliler.yetkinforum.com
 
HZ.Hüseyin ve Kerbela Faciası
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CİDELİLER :: İSLAM :: BİLİNMESİ GEREKEN DİNİ KONULAR-
Buraya geçin: