CİDELİLER
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

CİDELİLER

SÖZDE DEĞİL ÖZDE DOSTLUK CİDELİLERİN BULUŞMA NOKTASI
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ŞART OLSUN KİLOSU SEKSENE GELDİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ASİCİDELİ
Admin
ASİCİDELİ


Mesaj Sayısı : 1271
Kayıt tarihi : 18/06/08
Yaş : 53
Nerden : KADIKÖY

ŞART OLSUN  KİLOSU SEKSENE GELDİ Empty
MesajKonu: ŞART OLSUN KİLOSU SEKSENE GELDİ   ŞART OLSUN  KİLOSU SEKSENE GELDİ I_icon_minitimePerş. Ocak 07, 2010 11:53 am

ŞART OLSUN KİLOSU SEKSENE GELDİ / KASTAMONU HİKAYESİ
<TABLE width=560>

<TR>
<td class=TEXT1 style="PADDING-RIGHT: 10px" colSpan=2>Taşköprülü Hafız Ağa, bir Hıdrellez günü(6mayıs) karısı Hafız Ana’yı karşısına aldı:
-Kız Hafız, geçen Hıdrellezde söz verdiğim kuzuyu bu gün alıyom! dedi.
Hafız Ana, kırkını bitirmiş, etine dolgun, dindar bir kadındı.
- Canım Hafız Ağa bu kuzu işi de bir sakız oldu ağzına senin!
- Yok, şart olsun ki bu akşam alıyom kız!
Gerçekten de Hafız Ağa karısına verdiği sözü ilk defa tutarak Taşköprü’nün kuzu pazarına çıktı. Elleri arkasında bir sürüden öteki sürüye geçerek bir tanesini gözüne kestirmeye çalıştı. Köylüye sordu:
- Ağa kaça bu kuzu?
- Altı lira Hafız Ağa!
- Eh eşek mi satıyon len? Şimdi eşekler altı lira ediyor
Köylü: Ne diyon sen Ağa ne diyon? Goç bu goç, üzerine binde çaydan geç!


  • Ulan bu alt tarafı kuzu be! Olacağını söylede alalım şunu!
  • Hafız Ağa, kuzuya dil döken bir kurt gibi bunları söylüyor, bir taraftan da kuzunun gerçek değerini hesabediyordu. Elleri kıçında sallana sallana biraz ileri doğru yürüdü, çobana(köylüye) doğru dönerek:
  • Paramız çıkışmıyo Ağa fazla istiyon fazla!

    Vakit akşamdı. Çoban sürüyü tolayıp gitmek istiyordu.


  • İyi ama Hafız Ağa sen ne veriyon bakalım? Hiç değeri yok mu bu malın?
  • Ağa, bir üç lira var sana! Akşam akşam Hafız Ağanın helal parasını alıver haydi!

    Uzatmayalım. Hafız Ağa, vur aşağı vur yukarı on beş kiloluk bir kuzuyu dört liraya aldı. Boynuzlarında bağlayıp eve çekti geldi.


  • Kız Hafız aç kapıyı aç!

    Hafız Ana akşam namazı abdestini almaya hazırlanıyordu.


  • Demek alıverdin Ağa öyle mi?
  • Tabii kız! Sen bir duvar dibine çekiver hele şunu, ben komşulardan yonca getirmeye gidiyorum.

    Pek ala kuzu alındı ama, bir de kuzunun kesimi vardı.İşte Hafız Ağa bunu hiç düşünmemişti. Acaba kime kestirse… İlyas’ın kör İsmail ne güne duruyordu. Hafız Ağa’nın elide büyümüştü. Hafız Ağa Taşköprü’de kuzu kestirmek için para verecek değildi ya… Ağa, o akşam karısıyla İsmail’e haber gönderdi. Ertesi sabahta İsmail oğlan elinde kendi bıçağıyla geldi. Kuzunun kanı bahçenin kenarına akıtıldı. Bu iş kaşla göz arasında bitti.

    Hafız Ağa bu sırada etin kilosu için ne kadar ucuza mal olduğunu düşünüyor ve keyifleniyordu.

    Fakat şu Hafız Ana’ya da bir bakın hele canım!


  • Ağa İsmail kuzuyu kesti ya!
  • Kesti!
  • Eh eli boş göndermek olmaz!
  • Ne yapacakmışız yani Hafız Ana! İlyas’ın oğluna bir de para mı verelim yani?
  • Ama Ağa, para vermesek de yemeğe alıkoyalım. İsmail de seninle yiyiversin.
  • Kız Hafız, etin kilosu kırkı aşarsa ne yapacağız? Bilseydim böyle olacağını kasaptan hazır et alırdım.
  • Aman, ayıp olur vallahi Hafız Ağa! Konuya komşuya kuzu eti yollamasak da olur ama İsmail’i bırakmaz olmaz.

    Hafız Ağa şöyle bir düşündü. İsmail yemeğe kalacak olursa etin kilosu kaça gelir? Fakat Hafız Ana’nın ısrarına dayanamadı.


  • İsmail oğlum hişşşt! Elini yıka da yukarıya gel!

    İsmail’den önce yukarıya çıkıp tepsi başına İsmail’den daha önce kendi fırladı. Yemekte ne var ne yok görecekti. Odaya girer girmez yemek sinisinin az ötesinde, köşeye bırakılmış bir tepsi ‘kıvrım tatlısı’ gözüne ilişti. Hemen tatlıyı sedirin altına sürdü sürmedi ki İsmail kapıdan göründü.


  • Ooo buyurun! Buyurun! Sıkılma oğlum sıkılma! İsmail burası da senin bir evin sayılır. Çorba nasıl oğlum? Oh! Oh! Oh!... Hafız Ağa hem bunları söylüyor, hem de börekli çorbaya kaşık sallıyordu.
İsmail, sıkılgan sıkılgan tepsinin bir köşesine ilişmiş, çorbaya iki üç kaşık atmıştı ki çorba bitiverdi. Çorba tası alındı, yerine börek ızgarası(közde pişirilmiş) komdu. Hafız Ağa:


  • Ye emminin aslanı ya! Allah aşkına ye! Et giren yere dert girmez oğlum!

    Hafız Ağa, hem öyle söylüyor, hem de börek ızgarasını atıştırıyordu.

    Bu sırada beyaz başörtüsü ile Hafız Ana gözükür. Hafız Ana, kıvrım tepsisini aramaya başlıyor. Hafız Ağa da İlyas’ın kör İsmail’in yediği böreklerle etin kilosunun kaça geldiğini hesaplıyordu. Üstelik Hafız Ana’nın elinde bir paket


  • Oğlum İsmail! Giderken şu ciğeri de annene götürüver!

    Hafız Ağa bunu görünce içi iyiden iyiye eridi. Kendi kendine iyi ki şu kıvrım tepsisini sakladım dedi.

    Hafız Ana’nın gözleri bir sağda bir solda dolaşıyor, kıvrım tepsisini arıyordu.


  • Ağa, ya kıvrım tepsisi nerede?

    Hafız Ağa, kaş, göz işaretiyle maksadını anlatamayınca sedirin altını göstermeye mecbur kalır, ağzındaki baklayı çıkarır.

    – Kız Hafız! Bırak Allah aşkına, hani ne derler ona, dışarıda etin kilosu kırka,’ŞART OLSUN BİZDE SEKSEN KURUŞA GELDİ.’


    Kenan Hulusi

    KP

    ALINTIDIR
</TD></TR></TABLE>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://cideliler.yetkinforum.com
 
ŞART OLSUN KİLOSU SEKSENE GELDİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CİDELİLER :: KASTAMONUDAN HABERLER-
Buraya geçin: