KAR BEYAZLIĞI VE TEMİZLİĞİ

Konu: KAR BEYAZLIĞI VE TEMİZLİĞİ Cuma Şub. 05, 2010 1:49 pm

Hüsnü ARSLAN
Kar beyazlığı ve temizliği
<TABLE width=560> <TR> <td class=TEXT1 style="PADDING-RIGHT: 10px" colSpan=2>Kar, doğamızın önemli olaylarındandır. Atmosferi oluşturan hava tabakasının, yaşamımız için önemli olduğunu anlatmaya gerek yok. Tüm canlıların ihtiyaç duyduğu solunum, biz insanların birkaç saniyeden fazla yokluğuna katlanamadığımız temel ihtiyaçtır. Teneffüs ettiğimiz havanın yaklaşık 1/5 ‘i olan oksijeninden istifade ederiz. Doğa, içinde bulunan canlıları barındırmak için havası, suyu ve toprağı ile bir takım dengeleri kendiliğinden sağlamaktadır ki, kar yağışı, bu dengelere bağlı gelişen önemli bir olaydır. Önemli kararları anlatırken yeni ve beyaz bir sayfa açmaktan bahsederiz. Kar yağdığı zaman her tarafın tam beyaza bürünmesi, sonrasında açılmış beyaz sayfanın tabii bir başlangıcı sayılır. Çünkü doğa, kendi kendini temizler. Yaz ayları boyunca oluşan ve bize göre zararlı addedilen sinek, böcek, özellikle sonbahar yağmurları ile meydana gelen mantarlar gibi küf ürünleri kirliliklerini, kış aylarındaki kar ve buzlanmaları yokeder. Böylece ilkbaharda yeniden canlanan doğa, temiz bir sayfaya başlangıç yapar. Kar kalkıp toprak ısınmaya başladığı zaman, otlar, çiçekler, ağaçlar, kış boyunca kendine zarar verenlerden arınmış olarak yeni bir hayata merhaba derler. İnsanlar ise, her nekadar soğuktan etkilenerek gribal rahatsızlıklara maruz kalsada, kış aylarında bünyesel bir dinçleşme hissederler. Benzer kar beyazlığı ve temizliğinin faydalarını uzatarak ekleyebiliriz. Birde olayı sürekli sıcak iklim kuşağında yaşayan insanları, soğuk iklim kuşağındakiler ile kıyaslayalım. Sıcak iklim insanları, tembellik ve miskinlik içinde vakit geçirirken, soğuk iklim insanları daha faal, üretken, temiz ve medeni yaşam tarzı içindedirler. Bunun bir başka anlatım biçimi, sıcak iklim insanları bir çok şeye gereksinim duymadıkları için faal olmayada ihtiyaç duymazlar. Çalışan demir pas tutmaz ata sözümüze bağlı olarak,faal insanlar daha dinç kaldıklarından, tembellere göre daha uzun ömürlüdürler. Diğer taraftan sıcak iklim insanları her nedense, bağımsızlıklarını dahi koruyamazlar. Arapların bağımsızlıkları için savaşamadıkları bunun kanıtıdır. Bunca yıldır gündemde olan Afrikalıların açlık ve sefillik haberlerinin gerekçesi, bağlı olarak günümüz koşullarında insanca yaşamadan yoksunluklarının nedeni başka ne olabilir ki? Sebep şu veya bu inanç konusu da değildir . Ancak bilinçlenme ve gelişme yönünde benzer inanç guruplarının birbirini etkilediği gerçektir. Milliyetçilik ve bağımsızlık dürtülerinin farkı dışında, islam ülkelerindeki düşük hayat standardı, arap yarımadasındaki yaşam felsefesine bağlı olduğunu söylersek yanılmayız. Onların pejmürde yaşamlarına benzer kılk, kıyafet ve kafa yapısına özenenler ile izendirenler hala itibar görmektedir. Ülkemizdeki insanların, çıkar amaçlı olarak inançları alet edilerek gelişmelerini önlemek isteyenler, sürü gibi yaşayan ortadoğu toplumunun içine itelemeye uğraştıkları gerçeğini anlamalıyız. Bu ulus, her nekadar ortadoğulu görülsede, asırlar boyunca bağımsız millet olma mücadelesi için kanını ve canını esirgememiştir. Eğer bu kadar zamandır tam bağımsız olamamış isek, bu milletin suçu değil, onun bunun vaatlerine kanan yöneticilerinin olması talihsizliğindendir. Atalarımızın bizlere aktardığı yaşam felsefesi, yaşayacaksan insan gibi, öleceksende insan gibi olmamızdır. Çünkü, onlar öyle yaparak bunu kanıtlamışlardır. </TD></TR></TABLE>