HAÇAT TEPESİNDEKİ DENİZ KABUKLARI

Konu: HAÇAT TEPESİNDEKİ DENİZ KABUKLARI Çarş. Tem. 16, 2008 1:34 pm

Cebrail KELEŞ
Haçat Tepesi`ndeki deniz kabukları...
<table width=535><tr><td class=TEXT1 style="PADDING-RIGHT: 10px" colSpan=2>YAZININ FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLA Kastamonu’nun her tarafından görülen Ilgaz Dağının hikâyesini bilir misiniz? Hani Tüm Türkiye’nin bildiği o güzelim şarkısını çocukken ezberlediğimiz dağı.. Ilgaz Anadolu`nun sen yüce bir dağısın, Baharla yeryüzünde, Güzellerin bağısın. Ankara`dan 165 km., İstanbul"dan 400 km. uzaklıkta, Batı Karadeniz Bölgesi`nin iç kesiminde yer alan Ilgaz Dağı, Kastamonu Havzası ile güneyindeki Devrez Vadisi arasında batı-doğu doğrultusunda uzanır. Aynı zamanda bir Milli Park alanı olan Ilgaz, ulaşımı kolay olmasına karşın fazlaca bir tahribata uğramamıştır. Büyük Hacettepe ya da Koca Ilgaz 2.587 metre ve Küçük Hacettepe diğer adıyla Çatal Ilgaz 2.546 metredir. Ya da şöyle bir efsaneyi duydunuz mu? Ilgaz Dağının Hacet Tepesi`nde yedi kardeş yasarmış. Besi erkek ikisi kız olan kardeşlerin hepsi evliyadanmış. Bir gün en büyükleri bir teklif getirmiş. " Birer tas alalım. Atalım. Nereye düşerse ölünce oraya yatalım". Kabul etmiş kardeşleri. Taslan teker teker atmışlar. Biri Benli Sultan Köyü`ne düşmüş. Orada Benli Sultan yatıyor. İkisinin attığı tas yere düşmüş, orada kalmış. Hıdırlık`ta iki kız kardeş yatıyor, Ünzile ve Tenzile. Diğerleri ise Tekke önü’nde Kesik bas, Pınarbaşı Mahallesi`nde Karabaş Şeyh, Acı kavak’ta Murat Baba yatıyor. Kastamonu Ankara yolunda Ilgaz’a tırmanışın henüz başlamadığı yerden sola bir yol döner.Orman deposu içinden geçip yola devam ederseniz,sol tarafınızda pırıl pırıl bir derenin aktığını görürsünüz.Sık orman örtüsü,derenin serinleten şırıltısıyla devam ederseniz.İpsiz köyüne dönmeden hacat yazılı tabelanın bulunduğu yerde bir balık çiftliği var.Tertemiz sularda yaşayan balıklar doğal alabalıklar kadar lezzetli tavsiye ederim.Tek sorun ekmeğinizi salata malzemenizi kendiniz getireceksiniz ya da sadece balıkla doyacaksınız.. Dere kenarında balık molası verip iyice karnımızı doyurunca Hacat yazılı tabelanın gösterdiği yöne devam ettik. Artık dere aşağıda kalmıştı. Yine sık ormanların arasından yol kıvrıla kıvrıla devam etti. Bir müddet tırmandıktan sonra çam ağaçları göknarlar iyice yaşlanmaya başladı. Artık müthiş görüntüleriyle yüzyıllık ağaçlar bizlere eşlik ediyordu. Yaylalara geldik. Ovada tüm otlar sararmışken burada çiçekler yeni açıyor, otlar daha yeni sürgün veriyordu. Bu yaylada yaşayan amcamıza uzaktan bir selam verip yola devam ettik. Haçatın zirvesinden önceki son su kaynağı olan oluk başında mola verdik. Manzarayı anlatmaya kelimeler kifayet etmiyor. Tüm Kastamonu ovası, dağları, tepeleri ayağımızın altında o kadar güzel bir görüntü ki nefesimiz kesiliyor. Bu arada Haçatın yolunu yaptıran ormancı şefine buradan teşekkürlerimi sunmak isterim. Zirveye az kalmıştı. Bir kayalık tepenin üzerinde durup fotoğraf çekerken gözüme değişik bir bitki takıldı. Fotoğraflarken o yöreden olan kılavuzumuz buna bizim buralarda kader otu derler şefim dedi. Bunu söküp odanıza bir dilek dileyip asıyorsunuz, kaderinizde o dilek varsa uzuyor yoksa kuruyor. Deyince söküp getirdim. Astım ve uzadı. Nihayet zirveye yaklaşmıştık hala kuzey kesimlerinde bir miktar kar yığını kalmıştı. Tosya Perçin köyünü ve yaylalarını dağın öte yüzünden kuşbakışı seyrettik. Ve zirve. Ünzile karşıladı önce bizi taşlardan yapılmış bir mezar. Üzerinde dağ çiçeklerinin büyüdüğü yalnız bir mezar. Bulunduğu noktadan tüm Kastamonu’nun göründüğü bir mezar. Tenzile ise hemen ilerisinde yanda ama onun mezarı daha bir belirsiz. Her ikisine de Fatihamızı okuyoruz.Artık zirvedeyiz.Herkes bu anın tadını çıkarırken amatörce bir merakla etrafı araştırıyorum.Hemen ayağımın altındaki taşta fosil buluyorum.Klasik deniz kabuklusu Halkın deyişiyle midye fosili.2000 rakımda deniz fosilleri.İlginç değimli. Rüzgâr zirvede bizi rahat bırakmıyor yazın en sıcak günlerini yaşarken çıktığım Haçat Zirvesinde soğuk yeller ıslık çalarak şarkılarını söylüyor. Uzakta şu dağ çiçeklerinin ardından görünen yer Kastamonu olmalı… Yolumuz uzun dönmeliyiz artık. </TD></TR></TABLE>