CİDELİLER
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

CİDELİLER

SÖZDE DEĞİL ÖZDE DOSTLUK CİDELİLERİN BULUŞMA NOKTASI
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Mizah; Penguen, Leman, Recep, Zohan

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ASİCİDELİ
Admin
ASİCİDELİ


Mesaj Sayısı : 1271
Kayıt tarihi : 18/06/08
Yaş : 53
Nerden : KADIKÖY

Mizah; Penguen, Leman, Recep, Zohan Empty
MesajKonu: Mizah; Penguen, Leman, Recep, Zohan   Mizah; Penguen, Leman, Recep, Zohan I_icon_minitimeÇarş. Ağus. 20, 2008 5:22 pm

Mizah; Penguen, Leman, Recep, Zohan
Mizah; Penguen, Leman, Recep, Zohan InekadamRecep ile Zohan... İki film karakteri. Birininki çalakalem yazılmış özelliklere sahip, diğeri isim seçerken bile Tevrat`a bakılmış. İkisi de aksırmayı, tıksırmayı, gaz çıkarmayı mizah malzemesi sayıyor...


`Manda yuva yapmış söğüt dalına /Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?` Hemen herkes bilir bu Kastamonu türküsünü. Birazdan ona geleceğiz, lakin önce mizah hakkında birkaç şey söylemek lazım.

Aslında mizah inceden bir `ayar verme` sanatıdır. Ve bu işi yaparken zeka-estetik algı çıtası ne kadar yüksekteyse, hem mizahtan alınan haz artar hem de etki baremi o kadar büyür. İster `acı acı` olsun, ister `katıla katıla`, gülmek meselenin sonuç bölümüyle ilgilidir. Neticedir yani.

Ülkemizde bir süreden beri hakim medyanın ağzına sakız ettiği bir vurgu var: `Muhalif Basın`. Kimin, neye, niçin muhalif olduğunu tam olarak bilmemekle birlikte, bahsi geçen medyanın algıladığı muhaliflik ile evrensel değerler içindeki muhalefetin epey bir farkı var sanırım.

Keza ülkemizde yayınlanan mizah dergileri var, biliyorsunuz. Gırgır ve Fırt`tan beri bu ülkede bir mizah dergisi geleneği olduğu yadsınamaz. Ve bu iki derginin vaktiyle muazzam muhalefet yaptığı gerçeğini de kimse inkâr edemez. Lakin özellikle 12 Eylül Darbesi sonrasında tüm medyada yaşanan kırılma ve paradigmanın dümen suyuna gitme tercihi, mizah dergilerinin de genlerine artık kazınmaz bir şekilde sirayet ettiği kanaatindeyim.

İşte bakın son gelişmelere... Neredeyse her gün birileri gözaltına alınıyor, bir yerlerde bombalar bulunuyor, bir dolu faili meçhuller, infazlar, entrikaların çevrildiği ortalığa dökülüyor. İtiraflar, gizli tutanaklar, telefon kayıtları gırla gidiyor. Söyleyin Allah aşkına; bir Ankara gazetecisinin neredeyse derin devletle aynı olarak algılanan kurumu için kampanya yapmak adına bir takım üst rütbeli subaylarla toplantı yapması mizaha malzeme olmaz mı?

Oysa bizim mizah dergilerimiz bu alandan ısrarla kaçınıyor ve kendilerine mizahçı diyebiliyorlar!.. Şimdi, yukarıdaki türkünün sözlerini tekrar hatırlayalım:

`Manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman/ Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?/ Amanın yandım/ Amanın amanın amanın yandım/ Tiridine tiridine tiridine bandım/ Bedava mı sandın para verip aldım/ Of-of/ Sabahleyin erken çifte giderken aman aman/ Öküzüm torbadan düştü gördün mü?/ Amanın yandım/ Of-of/ Sabah ezanını okurken-aman aman/ Müezzin minareden uçtu gördün mü?/ Amanın yandım`

Türkü, Osmanlı döneminden kalma muazzam bir mizah ve muhalefet eseridir. Ozan, dönemin yönetimine ve kurallarına, kendi kuralları içinde şahane bir `ayar` vermiştir. Şöyle ki: Malum Söğüt, Osmanlı`nın temelindeki imgedir. Ve en zayıf noktası dallarının gövdeye olan bağındaki hassasiyettir. Eğer küçük bir abanma ile asılırsanız söğüt dalına, dal yerinden kopacak, ağaç çıplak kalacaktır. İri ve kaba bir hayvan olan manda ise dönemin beylerine takılan lakaplardan sadece biridir. Vaktiyle Osmanlı`nın atadığı bir beyin, yörede şarkı-türkü çalınmasını yasaklamasıyla ortaya çıkan türkü de bizzat `Bey`e ayar vermektedir. Söğüt dalına tünemiş olan bir beyin kızının sıradan bir çobana âşık olmasını kendi diliyle anlatmaktadır ozan. Ki deyişteki `kapmak` kelimesinin yörede `ısırmak` anlamına da geldiğini bilenler için, türkü birden fazla gönderme içermektedir. Keza, `Öküzün torbadan düşmesi` ve `Müezzin`in uçması` da ayrı göndermeler içerir. Hayvanların aç bırakılması, ekinlere sokulmamasından, din adamlarından duyulan rahatsızlığa kadar...Anadolu`nun bir köyünde, üstelik birkaç yüzyıl önceki mizah düzeyi ile bugünkü Leman-Penguen türü dergilerin mizah düzeyini karşılaştırırsak aradaki farkı çok daha net görmek mümkün olacaktır.

Recep İvedik filmi gelmiş geçmiş en çok gişe yapan film olarak tarihe geçti. Film, senaryosunun bayağılığı kadar, diyaloglarının boşluğu ve karakterlerinin saçmalığına birçok haklı eleştiriyi almakla beraber ciddi ilgi de gördü. Mizahçı ekseninde değerlendirme yapmak gerekirse; Cem Yılmaz, Beyaz, Yılmaz Erdoğan ve hatta Okan Bayülgen gibi isimler ile düşünce, anlayış, fikir ve ideoloji anlamında çok da büyük farklılıkların olmadığını ilk bakışta görmek mümkün. Hepsinin ortak özelliği Türk halkını güldürmeleri olduğu kadar, herhangi bir ideolojik, fikri ve düşünce kaygısı taşımamaları olsa gerek. Tek istisna var: Hokkabaz. Aslında Cem Yılmaz`ın Hokkabaz filmi biraz da yukarıda izah etmeye çalıştığımız şeyin pratikteki yansıması. Sanatçının sair filmleri ile karşılaştırılamayacak kadar derin bir mizah içerir Hokkabaz. Filmdeki şu diyaloğu hatırlayabiliriz örneğin:

Hokkabaz: Ya tamam baba, Çanakkale`den geçerken seni de bırakırız!

Baba: Çanakkale geçilmez lan!

Şahan-Togan kardeşler Recep İvedik ile paranın dibine vurmuşlardır. Haklarıdır, helal hoş olsun. Ki Seda Sayan`ın `En güvenilen kişiler` listesinin ilk sırasını kaptığı bir ülkede İvedik`in seri başı olması yadırganamaz.

Hitler`in dünyayı ele geçirmeye çabalarken, sanat adına dünyanın kaderini değiştirdiğinden belki de haberi yoktu. Onun zulmünden kaçan binlerce sanatçı ve yapımcı kapağı Hollywood`a attı. Para ile sanat, belli bir inancın ve ideolojinin kontrolüne geçince de, en hafifinden politik ve ideolojik sanatın ortaya çıkması kaçınılmaz oldu. Örneğin Ben Stiller ve Adam Sandler gibi iki yetenek yoksunu sanatçıyı star diye parlatmayı ihmal etmediler. İşte bu iki proje insanı oyuncudan ikincisi olan Adam Sandler`in son filmi You Don`t Mess With The Zohan-Zohan`a Bulaşma, tipik bir Hollywood politik gülmecesi. Sağlam bir `politik hiciv` demek asla mümkün değil. Türe şahane bir örnek vermek gerekirse Kubrick`in Dr. Strangelove`unu vermek doğru olacaktır. Velakin, Zohan ile bizdeki Recep İvedik karakterinin büyük benzerlikleri var. Recep, sanki politik göndermeleri, bilinçaltı vurmaları alınmış bir Zohan. Anırarak, geğirerek güldürmeyi amaçlayan bir `hırt` kişi. Ama Zohan öyle değil. Tipik bir Yahudi saman altından yürütülen su propagandası. İnsan geçmişte benzeri çok olayla karşılaştığı için birazcık şüpheci oluyor. Ki öyle yaptım: Yahoo Answers`a `Zohan` yazıp tıkladım. Ne cevap geldi biliyor musunuz? `Allah`ın hediyesi!` Evet kelime anlamı bu imiş Zohan`ın... Zohan`a Bulaşma, bir yandan bilinçaltına `Filistinliler teröristtir` peşin kabulünü ekmeye devam ederken, tüm o kahkahaların, zart-zurtların arasında `Biz Yahudiler şüphesiz güçlüyüz` mesajını da `dan dan` diye vermeyi ihmal etmiyor. Eh bütün o Ortadoğu sorunlarının çözüm platformunu da gösteriyor: Amerika! Öyle ya, uzaylıların bile inmek için (tabii ki filmlerde) seçtikleri tek yer olan memleket olmayacak da neresi olacak çözüm yeri?!

Recep ile Zohan... İki film karakteri. Birininki çalakalem yazılmış özelliklere sahip, diğeri isim seçerken bile Tevrat`a bakılmış. İkisi de aksırmayı, tıksırmayı, gaz çıkarmayı mizah malzemesi sayıyor. Birinden çıkıp, `ya ben filmi niye izledim` diye harcadığınız zamana acıyorsunuz, diğeri ise bir ekim makinesi gibi, bilincinizi bir tarlaya çevirerek yolluyor sizi. Takdir mi etmek lazım, kızmak mı, şaşırdım açıkçası!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://cideliler.yetkinforum.com
 
Mizah; Penguen, Leman, Recep, Zohan
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Leman eze ve gelini dadas komik

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CİDELİLER :: KASTAMONUDAN HABERLER-
Buraya geçin: