KELEBEK ÇAYIRINDA BAHAR
Mevsim sonbahar, kahverengiler yapraklara yerleşmek için bavul hazırlığında. Mevsim sonbahar, kuşlar yavaştan göçü göpeği toplayıp, raftan indirdikleri haritaların tozunu almakta. Mevsim dünyanın nerdeyse yarısında sonbahar, Kelebek Çayırı’nda ise taptaze bir ilkbahar.
Kelebek Çayırı’nda acemi bir cıvıltı mevsime meydan okuyor. Göl’ün göbelin, çocuğun devşeğin saatleri durdurup zamanı ilkbahara kilitleyeceğini kimin aklı keserdi? Kelebek Çayırı’nda tribün boş. Yani, kazık kadar adamlar sonbaharın göğsüne bağdaş kurmuş bu cennet bahçesinden bihaber.
Kelebek Çayırı Stadı’nda çocuklar el ele vermiş oyun oynuyor. Hiç biri de zerre kılçık atmıyor günün güzelliğine. Mutluluk habire devir daim ediyor, sahadaki uşaklardan tribündeki üç beş amatör futbol gönüllüsüne. Acep biz nerden akıl ettik Erhan’la, bu rengarenk çocuk cıvıltısının içine dalmayı.
Daday’da U15 Yıldız Ligi maçlarını seyrediyoruz. 94, 95, 96 doğumlu çocukların forma giydikleri bu lig, inanın süper lig maçlarından daha zevkli, daha anlamlı bir yandan da. Bir kere taraf olmak zorunda kalmıyorsun, hepsi senin çocuğun sanki. Bir pozisyonda rakip kalecinin kırmızı kart görmemesi için dua eden Yerda Artuğ’u gördükten sonra anlıyorum ki bu tarafsızlık sadece seyircide değil, bizzat sahadaki rakiplerde de birinci duygu.
Öyle bir resital ki, mesela Ormanspor’un sağ açığı topla dalıyor, karşısında hemen kademe yaparak önüne kesen KSK savunması. Tosyasporlu maestronun attığı ara pası Köy Hizmetleri’nin liberosu kayarak taça atıyor. Hele bi ara bir Ormansporlu verdiği kısa pastan sonra arkadaşına “kaleye vur” diye bağırıyor. Kale 30 metre ötede, inanılır gibi değil.
“Sabahları balığa çıkarım” diyor Ahmet Arif, “akan sularda, akmayan sularda”. Bizimde aklımız fikrimiz aynı demek ki şairle, istiyoruz ki takılalım umudum peşine, oltalarımızı akmayan sulara dahi sallayalım. Kenar mahallelerde, yahut sitelerin dev betonları arasında gönlünü topa kaptıran çocukların daha fidanken adam gibi bir futbol eğitiminden geçmelerini, o alt yapı denen sihirli güzelin bu memleketi vatan seçmesini hararetle bekliyoruz.
Lafımız sakın ola boyunu aşmasın, illaki senelerdir çocuklara futbol öğreteceğim diye kendini parçalayanlar da var bu memlekette. Minikten büyüğe tüm kategorilerde takım çıkaran Ormanspor’u, bu sezon 1. Amatörden çekilerek tüm enerjisini alt yapıya vermek isteyen Yolspor’u, bayan basket takımı kuracak kadar amatör spora emek veren Köy Hizmetlerispor’u sakın ola es geçmeyelim. Ve, iki yıldır PAF takımını DSGL’nde sahaya çıkaran KSK’yı.
Geçen sezon olduğu gibi bu yılda DSGL’ni KSK adına üstlenen KPFD’nin Başkanı Yerda Artuğ ile konuşurken anlıyoruz ki, alt yapıyı yürütmek profesyonel takım idare etmekten daha meşakkatli. “PAF takımı ile cumartesi Divriği deplasmanına gidiyoruz” diyor Yerda Artuğ, “hemen ertesi günde Daday’da yıldız takımının maçı var”. Gözümde büyüyor Divriği yolları.
Ormanspor’un bu sezon U15 ligine çıkardığı takım geçen yıl Kastamonu Minikler Ligi’nde şampiyon olan kadro. Ali Hoca, öğrencilerinin fiziki dezavantajına rağmen açık futbolu tercih ederek, sonuçtan önce çocukların futboldan zevk almalarının önemli olduğunun altını çiziyor.
Aynı devamlılığı KSK’da da görüyoruz. Salim Kaya “bu çocuklar iki yıldır beraber oynuyorlar. Amacımız, günlük başarılar değil, kırmızı-siyahlı renklere futbolcu yetiştirmek” diyor.
Köy Hizmetlerispor Başkanı Şükrü Demirkapılı’nın futbolcularını seyrederken yaşadığı bahtiyarlık, gözlerindeki mutluluk alt yapıya verilen emeğin geri dönüşünü yansıtan en önemli fotoğraf kareleri olsa gerek.
Bu şehirde kaliteli futbolcu kumaşının olduğunu anlamak için sadece Ormanspor’un miniklerine dahi bakmak yeterli. Hele bir Berat var ki, vallahi Gökhan Gönül filan yanında hikaye. Ama tabii iş çocuğun yeteneğinde bitmiyor. Bu çocukların beslenmesine katkı yapılması, fizyolojik gelişimlerinin bilimsel olarak izlenmesi, her şeyden önemlisi huzurlu bir aile ve okul yaşamlarının olmasının sağlanması alt yapı çalışmalarının önünde duran en büyük engeller.
U15 ligindeki afacanları ya 4-5 yıl sonra KSK profesyonel takımında göreceğiz, ya da heba ettiğimiz yüzlerin, binlerin yanına göndereceğiz.
Konu: KELEBEK ÇAYIRINDA BAHAR 
Ptsi Eyl. 15, 2008 12:16 pm
