VARMI İTİRAZI OLAN

Konu: VARMI İTİRAZI OLAN Salı Eyl. 23, 2008 10:32 am

Var mı itirazı olan?

<table width=560><tr><td class=TEXT1 style="PADDING-RIGHT: 10px" colSpan=2>
“Levent Bey`in olayı bire bir yaşamadığı belli, buna rağmen sözkonusu kurnazlıkları ve taktikleri çok canlı yansıtmıştır. Başka bir yazısında batıdaki uygulamalara ne zaman ve nasıl gelebileceğimizi ele alıp bize anlatmasını bekleyeceğim. Çünkü bu dünyada vede ülkemizde uyanıklar kadar saf ve temiz karekterlilerinde haksızlığa uğramadan yaşamaya hakkı vardır.”

Herkes okul zamanını bir hatırlasın. Sözlü denen ve beni oldum olası gıcık eden bir sınav türü vardır. Kurbanlık kuzu gibi tahtaya kaldırılmayı beklerken yavaşça sırada aşağı doğru kaybolursun. Olur ya, hoca belki kaldırmaz. Bizim hikaye de buna benzedi. Batıdaki uygulamalara ne zaman ve nasıl gelebiliriz gibi zor bir soru ile karşı karşıya kaldım. Bu soru geçen haftaki “ölmüş Lan bu tovuk” başlıklı yazıdan sonra geldi.

Aslında en kestirme cevap şu olurdu sanırım. “Bilemeyon”. Bilememek için bir çok sebep var ama asıl önemlisi bilmek için umut gerekiyor. Sanırım umutta gittikçe azalıyor.

Meselenin özüne girmeden önce başka bir konuya açıklık getirmek gerekiyor. Okur e-posta ve yorumlarından, bazı okurların Avrupa ile Anadolu arasında yaptığım kıyaslamalara takılmış oldukları ortaya çıkıyor. Açıklık getirmeye çalışalım.

Son yıllarda bir kelime iş hayatının gündemine bodoslama girdi. Bu kelime innovasyon. İnnovasyon bir iyileşme getirecek olan yeniliklere verilen isim olarak tanımlanıyor. Diğer bir deyişle, daha önce olmayanı icat etmek ya da yapılmayanı yapmak. Buradaki amaç ne? Tabiki amaç günümüz rekabet ortamında benzerlerinden farklı olmak, fark yaratmak ve bu sayede ciro ve kar artışı sağlamak.

Bu tanım rekabet ortamında bizi şu algıya götürür. Ner ne halt ediyorsak edelim; rakibimizden her zaman daha farklısını yapmalı ve bunun için sürekli arayış içinde olmalıyız. Ürün kalitesi, insan kalitesi, şirket kalitesi, hizmet kalitesi, kısacası ne kalitesi olursa olsun rakibimizden daha farklı olmak zorundayız.

Peki bu nasıl olur? Çok basit. İşe yaptığım şeyi, benden daha iyi yapanlarla kıyaslamakla başlarım. Aradaki farkları bulur, ondan daha farklısını yapmak için yollar ararım. O halde memleketimin güzel insanları ne eylerlerse daha iyisini eylesinler diye, kıyaslamayı yaparken de genellikle batıyı seçerim. Zira gittim, gezdim ve gördüm. Hal böyle iken yine gidip gördüğüm arap ülkeleri ile kıyaslayacak değilim. Hem zaten Ulu Önderde batıyı işaret etmemiş miydi?

Şimdi asıl sorumuza geri dönelim. Batıdaki uygulamalara ne zaman ve nasıl gelebiliriz?

Nasıl sorusunun cevabı kısmen basit: İnnovasyon tanımını tekrar gözden geçirip, batıda bizden iyi olan uygulamaların daha iyisini yapmak üzere yola koyulabiliriz derim. Yani İnnovasyon ile.

Ne zaman sorusu ise benim için hepten bulanık ve açıkçası ufukta pek görünmüyor. Baksanıza, mukayesesi bile bir çok kişiyi kızdırıyor.

Son olarak okurun son cümlesini tekrar okuyalım. Der ki okurumuz ; “Bu dünyada ve ülkemizde uyanıklar kadar, saf ve temiz karekterlilerinde haksızlığa uğramadan yaşamaya hakkı vardır.”

Var mı itirazı olan?</TD></TR></TABLE>