Düşünen Köylü
Üç dört yıl önce manavdan alış veriş yaparken, müşterilerden biri en kârlı yatırımın “limon” olduğunu belirtti. Ve devam etti. “bir yılda dolar %60, euro %50 kazandırmış. Bir milyar değerinde limon 19 milyar kazandırmıştır. Onun için kafayı çalıştırmalı, boşuna zaman harcamamalıyız” diyor.
Tabiî ki merak ettim, nasıl olur diye sordum. “Efendim, biz çok tembel insanlarız. Para kazanma yollarını bilmeyiz. Her şeyin gökten inmesini bekleriz. Çalışmadan, kafa yormadan bir şeyler bekleriz. Olmaz efendim, olmaz... Bakınız Elazığ’da çok büyük soğuk hava depoları vardır. Bu depolar öyle çok para da istemiyor. Yapılması da çok kolay. Soğuk hava depolarının sahipleri yaz aylarında köylüden meyveleri, sebzeleri çok ucuza alıyor. Soğuk hava deposuna yerleştiriyor. Kış mevsimi geldi mi piyasaya çıkarıyor, o zamanın piyasa fiyatından satıyor. İşte para kazanmak dediğin buna denir. İşte soğuk hava deposu da buna denir. İşte limon böyle para kazandırdı. Beyefendi size diyorum şimdi ağnadın mı?” dedi.
Bu konuda çok düşündüm. Adam çok haklı. Aslında vatandaş bana cevap verirken benimle biraz da dalga geçti, belki de beceriksiz insanlarla da, hatta soğuk hava deposunu düşünemeyenlerle de... Bu milleti alaya alması, dalga geçmesi biraz üzücü ama haklı olduğuna da kanaat getirdim.
Vatandaş haklı hem de çok haklıdır. Kastamonu ve çevresinde meyve ve sebze bol miktarda yetişmektedir. Zaman zaman ziyarete gittiğim köylerde meyveler ağaçların dallarında çürümekte, sebzeler alıcı bulmadığı için ziyan olmaktadır. Milletimiz, köylümüz, esnafımız, devletimiz zarar etmektedir.
Önceleri manavda konuşan ve bizi alaya alan kişiyi ciddiye almadım ama, niçin fakir kaldığımızı da galiba ondan öğrendim. Ve o alaylı konuşan insana daha çok hak verdim.
Evet, Kastamonu’da beş altı civarında soğuk hava deposu olsa, köylerden meyveleri normal fiyatla toplasak, kışın da normal fiyatla bu millete satsak ne olur diye düşündüm? Ne mi olur.
1. Akdeniz’den ve Marmara’dan meyve ve sebze almazdık,
2. Paramız Kastamonu içinde kalırdı,
3. Halkımız sebze ve meyveyi ucuza alırdı,
4. Hem köylümüz hem esnafımız kazanırdı,
5. Bir çok insanın göç etmesini önlerdik,
6. Köylünün yüzü güldüğü için bu gibi işlere daha çok yatırım yapma imkanını sağlardık,
7. Elmamız, armudumuz, marulumuz, biberimiz, soğanımız yani bahçedeki her şey değerlenirdi.
Kastamonu’nun kalkınması için soğuk hava deposu sadece bir nokta. Daha ne kadar çok nokta vardır. Bir düşünebilsek ve hayata geçirebilseydik Avrupa’ya gurbete gitmeye gerek kalmazdı.
Şimdi aydınların, siyasetçilerin veya üretemeyen üniversite hocalarının nutuklarına mı yoksa köylünün düşüncelerini mi dikkate alalım…
Konu: DÜŞÜNEN KÖYLÜ 
Ptsi Eyl. 15, 2008 12:19 pm
