CİDELİLER
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

CİDELİLER

SÖZDE DEĞİL ÖZDE DOSTLUK CİDELİLERİN BULUŞMA NOKTASI
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 TAHTALI ÇARŞIDAN BETON ÇARŞIYA

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ASİCİDELİ
Admin
ASİCİDELİ


Mesaj Sayısı : 1271
Kayıt tarihi : 18/06/08
Yaş : 53
Nerden : KADIKÖY

TAHTALI ÇARŞIDAN BETON ÇARŞIYA Empty
MesajKonu: TAHTALI ÇARŞIDAN BETON ÇARŞIYA   TAHTALI ÇARŞIDAN BETON ÇARŞIYA I_icon_minitimeSalı Eyl. 23, 2008 10:36 am

Tahtalı çarşıdan beton çarşıya -1
<table width=560><tr><td class=TEXT1 style="PADDING-RIGHT: 10px" colSpan=2>
yazının fotoğraflı sürümü Castamon.com `da
Kent üzerine sürekli yazmak hep bu günü anlatmayı gerektirmiyor. Bu nedenle kimi zaman daha önce kaleme alınmış yazılara bırakıyoruz sahifeleri. Bu kez de böyle bir yazı ile karşınızdayız. Dönemini; gerek derlemelerinde gerekse o günün gazetelerinde çok canlı olarak tasvir eden İhsan OZANOĞLU’NUN bu gün ki Belediye Caddesini anlatan dizi yazısının ilk bölümü ile baş başa getiriyoruz sizi.




“Kastamonu’da belediyecilik notlarımı ihtiva eden dosyalarında öğle vesikalar mevcuttur ki, bunların kompozisyonu heyecan dolu bir romandan çok kere daha cazip bir eser olur. Hayatımda basılabileceğine ihtimal vermediğim birkaç yüz kitabım arasında bu konuya dair olan etütlerimde hayırlı bir tereke halinde vereseme intikal edecektir. Bu girizgahtan maksat şudur:



Tarihte Kastamonu reisliği yapmış olanların arasında en kısa zamanda en çok eser veren Kuddusi AKAY, bir çarşı kurmaktadır. Halen kunduracılar çarşısı denilmekle maruf olan bu sokağın modernize edilmesi kararı da bu kararın tatbiki de takdir ve sitayişle kayda şayandır.



Memlekette bilindiği gibi (imar hareketi) devam etmektedir. Bütün bir vatan sathında görülen bu imar faaliyeti ekseriya kanuni müeyyidelerin tatbiki suretiyle başlamaktadır. Bazı yerlerde vatandaş imara müsaade etmemekte ve bu itibar ile de tasarrufundaki gayri menkul mevzuat dahilinde istimlak olunmaktadır. Belediye meclisimiz ve onun çok enerjik ve halk psikolojisine vakıf reisi mevzuat hükümlerini tatbike lüzum hasıl ettirmemişlerdir. Davanın halline belediye ile halk el ele vererek girişmiş bulunmaktadır. Bu takdire değer anlayış ve görüş tezahürü bize şu esası vermektedir.



Kastamonu halkı muhit ve memlekete ait herhangi bir meselede kendisine yapılacak iş bu işten hasıl olacak netice samimi şekilde izah edildikten ve bu işin muhitin kalkınması gibi bire maksat ve gaye takip edildiği reel olarak görüşüldükten sonra büyük bir azim ve feragat göstermekten geri durmaz. Eser vermek iş görmek ve bir hamle yapmak isteyenlerin her şeyden evvel Kastamonu halkının bu psikolojik durumunun yakından tanıması ve işi ona göre ayarlaması gerekmektedir. Belediye reisi Kuddusi AKAY işte bu esas(ı) bir hareket üssü olarak kullanmasını bilmiştir. Sonra bu vilayet halkı itimat ettiği kimsenin etrafında yek vücut olmak evsafına haizdir. Akay öteden beri halkın teveccüh ve itimadını kazanmış bir belediyeci olmak itibariyle reisi bulunduğu meclisin mukarreratını tatbik etmekte hiçbir güçlük çekmeden mesaisine devam ve şartlarına maliktir.



İşte bu şartlar ve imkanlar dahilinde kunduracılar çarşısının yeniden meydana getirilmesine başlanmış halk yüksek bir anlayış göstermiş ve belediye de halkın bu iyi görüşüne mukabil elde mevcut imkanlar dahilinde halkın desteklemiştir. Bu suretle modern mütanasit mütenazır dükkan ve mağazaları ile kunduracılar sokağı inşa faaliyeti son merhaleye ulaştırılmıştır. Şehre ve bilhassa belediye caddesine bir güzellik verildikten başka bu çarşıdaki esnaf ve ticaret ashabının dükkan ve ardiye ihtiyacını mükemmelen karşılayan bu yeni çarşının muhtelif devirlerdeki manzarasını tespit etmeyi faydalı buluyorum.





Kunduracılar çarşısı veya tahtalı çarşı dediğimiz kesimin tarihi çok eski devirlere kadar uzanmaktadır.



Eski Kastamonu şöyle bir sur içinde idi:



Kalenin cenubundan bugünkü Vakıf Çarşısının şimal kesimini İbn-i Neccar Camii ve Vakıf Hamamını içine alarak Kuruçay istikametinde şarka doğru Dede Çayın bugünkü şehir çayına uzanan dış sur, çay kenarından Nasrullah köprüsünü dışarıda bırakarak İzbeli Sokağa girer. Oradan Kale Kapısı dediğimiz mahalleye çıkardı. Halen Bozokluoğluna ait bahçenin şimal duvarı kale surundan bakiyedir.



Buradan Gökdere istikametince devam eden sur, Püre Mahallesi ile Honsalar ve Gökdere Mahallelerinin yarısını dışarıda bırakarak İnci Tepesine ve oradan da Hendek mevkiinin üstünden kıvrılarak iç kaleye müntehi olurdu. İşte Eski Kastamonu şehri bundan ibaretti. Bu surdan başka, iç kaleye “ hali hazırdaki kale bakiyesine “ kadar altı sur daha vardı.Bu sur içinde Orta Köy denilen Nasrullah mevkiinden itibaren çarşılar ve mahalleler devam ederdi. Tahtalı çarşı Candaroğulları ve Osmanlılar Çağı boyunca Beldeyi caddesi dediğimiz sokağın mevcudiyeti birçok vesika ile sabittir. Belediye Caddesi uzun müddet bir dere halinde idi. İki tarafında dükkanlar vardı. Yolun ortası dereydi. Gökdere vadisinden gelen sel bu dereden akıp şehir çayına karışırdı. Derenin iki tarafı yaya kaldırımı halinde karşılıklı iki yoldu. Bu iki yol üzerinde müteaddit yaya köprüleri vardı. Umumi kavşaklara araba geçmesi için daha büyük köprüler yapılmıştı. Mesela Yanık Hanı önünde, Muytaplar Çarşısı başında birer büyük tahta köprü kurulmuştu. Mahkeme Çarşısından karşı yakaya Frenkşah Hamamı önünden doğru Muytaplar Çarşısına gelince Topçuoğlu kesimine Unkapanı Çarşısına bu köprülerden geçilirdi. Kuyumcular başında bir köprü inşa edilmişti. Şehrin dükkanları bu caddede (Belediye Caddesinde) toplandığı için bu çarşı zaman zaman şekil değiştirirdi. Yaya köprülerinin sıklaşması esnaf ve tüccara akıl öğretti.



O zaman esnaf teşkilatı faaliyette idi. Bu teşkilat devlet içinde bir devlet olarak çalışıyordu. Her esnafın bir kahyası bulunurdu. Esnaf kahyalarının teşkil ettiği derneğe lonca denilirdi. Loncaya Ahi Evren Babanın halifesi “ mümessili “ yiğit başı riyaset ederdi. 17. asrın sonlarında esnaf kahyaları toplandı. Çarşının (Belediye Caddesinin ) ıslahı düşünüldü :



Dükkanların önünden geçen yaya kaldırımın mahiyetindeki yollar dardı. Karşılıklı gelip geçmek zor oluyordu. Yağış çamurlu karlı ve buzlu zamanlarda ayağı kayanlar oluyor, kazaların ardı arkası kesilmiyordu. Bu sıkıntıyı önlemek için derenin iki tarafına rıhtım yapıldı ve yaya kaldırımları biraz daha genişletilerek mürur ve ubur kolaylaştırıldı. Fakat bu ıslahatında tam bir faydası olmadığı görüldü. Akşamdan sonra buradan selametle gelip geçmek mümkün olmuyordu.Bilhassa elyevm Koçoğluna ait olan un ticarethanesinin başından Arız Mahallesine doğru ilerleyen sokak içki imalathanesi idi. Bu sokakta ve bu sokağın solundaki Dipsiz Sokak ile sağdaki iki sokakta içki imalathaneleri vardı. Bu sokağa meyhane sokağı derlerdi. Evvelleri içki imali ancak Rum ve Ermeni gibi gayri müslümlere inhisar ederdi. Türkler içki imal etmezlerdi. Bir Türkün içki imali örf adet anane din ve kanun nazarında suç teşkil ederdi.



Bu sokaktaki meyhanelerden birinde kafanın ipini çeken bir adam bahis konumuz olan yoldan bir iki kaldırım çıbanı çıkarmadan geçemezdi. At ve eşek gibi vasıtaların dahi serbest geçmesine imkan vermeyen bu sokağın adam akıllı ıslahı lazımdı. İkide bir uzatılan yaya köprüler şu tarzı esnafa tedai ettirdi.



Derenin üstünü boylu boyunca tahta ile kapamak. Bu fikir loncada daha parlak göründü ve dere hali hazırdaki Araba pazarı Karakolundan itibaren Çay Camisi önüne kadar “ Kastamonu Çayına kadar “ tahta ile kapatıldı ve boydan boya bu caddeye TAHTALI ÇARŞI denildi.



Yaşlıların hatırlayacakları veçhile itfaiye ve civarında arabacılar icra-i sanat ederlerdi. Arabacı dükkanlarının arasında yer yer demirci dükkanlarında bulunurdu.



Belediye mahalinin civarında ise yine arabacılar çilingirler tüfekçiler, ve daha önceleri ölü sanatlardan dökmeciler çalışırdı.



Belediye mahalinden aşağı doğru inerken bakkallar, ekmekçiler, ve muhtelif dükkanlar görülürdü. Hacı Ömer Katırcıdan muytaplardan başına kadar olan kesime, pabuççular, meşinciler içi gibi isimler verirdi. Kunduracılar yeni çarşı, kesiminde idi. Yemeniciler Şekerci Çavuşun sırasında idi. Muytaplar aynı mevkide ahzur ita? ederlerdi. Kuyumcular başına doğru devam ederken birkaç kunduracı, bakla vardı. Himmetlerin yeni mağazaları yerinde Arpa Kapanı vardı. Bu kapana kadar eskiciler çeşitli dükkanlar görülürdü. Arpa kapanından Koçoğlu Palastan itibaren aşağıda dükkan yoktu. Bu eski çarşının daha birçok hususiyetleri mervidir. Belediye civarında Arabapazarı meydanlığında yekpare taştan bir havuz vardı. Bu havuza aslan ağzından su akardı.



Kuyumcular başında yeni hamamdan cenuba doğru gelirken hamamın hizasındaki burunda bir ekmekçi dükkanı olduğunu hatırlıyoruz. Bu dükkanın yerinde büyük bir yalak bulunurdu. Bu oluktan hayvanlar su içerdi. Kunduracı mesci, pabuçcu olup da bahis konusu çarşıda dükkanları olanlardan bazılarını sıralayacağız. Elmasoğlu (Rum), Fadiyas (Rum), Kabak (Rum), Hamparsun (Rum), Domuzoğlu, Hacı Ahmet, Çelenli, Ali Osman, Muhacir Mehmet, Kalkancı… bunların en zengini Rumlardı. İstiklal savaşı sonu mübadeleye kadar Rum kapitalizmi hakimiyeti devam etti.”



(*) İhsan OZANOĞLU</TD></TR></TABLE>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://cideliler.yetkinforum.com
 
TAHTALI ÇARŞIDAN BETON ÇARŞIYA
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CİDELİLER :: KASTAMONUDAN HABERLER-
Buraya geçin: