CİDELİLER
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

CİDELİLER

SÖZDE DEĞİL ÖZDE DOSTLUK CİDELİLERİN BULUŞMA NOKTASI
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 NELER TARTIŞIYORUZ NELER TARTIŞMALIYIZ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ASİCİDELİ
Admin
ASİCİDELİ


Mesaj Sayısı : 1271
Kayıt tarihi : 18/06/08
Yaş : 53
Nerden : KADIKÖY

NELER TARTIŞIYORUZ NELER TARTIŞMALIYIZ Empty
MesajKonu: NELER TARTIŞIYORUZ NELER TARTIŞMALIYIZ   NELER TARTIŞIYORUZ NELER TARTIŞMALIYIZ I_icon_minitimeCuma Şub. 12, 2010 12:20 pm

Yrd.Doç.Dr. Ali DUMAN
Neler Tartışıyoruz? Neler Tartışmalıyız?
<TABLE width=560>

<TR>
<td style="PADDING-RIGHT: 10px" class=TEXT1 colSpan=2>Ülke gündemini meşgul eden, bütün gazete ve televizyonlarımızda günlerce hatta aylarca gündemde tutulan konulara baktıkça, sanki başka işimiz yok mu diye düşünüyorum. Bir bakıyorsunuz, türban meselesi, öbür gün üniversite sınavlarının katsayı meselesi. Öbür gün başka bir şey. Gündeme ne konulursa alimi, cahili, zalimi, mazlumu, bileni, bilmeyeni, gazetecisi, profesörü o konular üzerinde dilleri döndüğünce konuşuyorlar, kalemleri uzadığınca yazıyorlar. İyi de bu konular gerçekten bu toplumun gündemi mi? Acaba bu konuları mı konuşmalıyız, bu konuların neden ortaya atıldığını mı? Meselelerin kökenini araştırmak neden aklımıza gelmiyor?
Hiç adetim olmamasına rağmen bu haftaki yazımda biraz siyasete değineceğim. Hiç adetim değil ama, İslam Hukuku siyaset felsefesi üzerine doktora yaptım. Siyasetin bilimlerin en kutsallarından biri olduğunu biliyorum. Gerçi burada siyaset kavramı yerine politika kelimesini kullanmak belki de daha doğru olur.
Geçtiğimiz hafta mecliste bir yaygara koptu. MHP’li eski sağlık bakanı, meclisteki konuşmasında ileri-geri bir şeyler söyledi. AKP’liler bu eski bakana saldırdılar. Ortalık toz duman. Bir yanda bakıyorsunuz Sırri Sakık, MHP’lilerle AKP’lileri ayırmaya çalışıyor. Küfürler hakaretler, tekmeler yumruklar havada uçuşuyor. Başbakan kıpkırmızı kızarmış. Eşinin meclis gündeminde yer alması belli ki rahatsız etmiş onu. Manzara bu.
İyi de şimdi nerden çıktı bu türban meselesi yine?
Artık açıkça söylemek lazım. Türban, ülkemiz siyasetinin en önemli malzemesi. Birileri bunun üzerinden dini siyasallaştırıyor. Diğerleri bunun üzerinden din karşıtı, ağır olmasın dine karşı hoşgörülü olmayanları suistimal ediyor. Mesele ne? Türbanla kamu alanına girlemez. Bunun zirvesini de üniversiteler oluşturuyor. Üniversitede okuyan genç kızımız türbanla derse girdiği zaman bütün mesele hallolacak.
Aslında CHP’nin, AKP’ye yaptığı en büyük destek bu türban meselesinde oldu. Geçtiğimiz yıl MHP, AKP’nin de desteğini alarak türbanla üniversite ilişkisini, daha doğrusu türban üzerinden siyaset üreterek, üniversiteli kızlarımızın politik açıdan suiistimal edilmesi meselesini ortadan kaldıracak bir anayasa değişikliği teklifi verdi. Teklif mecliste kabul gördü. Fakat CHP hemen anayasa mahkemesine koşup, yasayı iptal ettirdi. Eğer o dönemde CHP’nin bu işgüzarlığı olmasaydı türban meselesi hallolmuş olacaktı. CHP yasayı iptal ettirmekle ne yaptı. AKP’nin oy kuyusunun kapağını açtı. Zaten her söyleminde dini siyasetlerine alet etme şampiyonu olan başta başbakan olmak üzer AKP’liler. Bunu çok güzel kullandılar ve geçtiğimiz hafta gördüğümüz gibi hala da kullanmaya devam ediyorlar.
Üniversiteli genç kızlarımız türbanla derslerine girdikleri zaman, o zaman göreceğiz ki türban sorunu diye bir sorun yok. Aslında zaten yok. Şimdi soruyorum. Türbanı dinimizin en önemli simgesi haline getirenler: Acaba dinimiz yaşamak hususunda, mesela namaz kılmak, fakir ve muhtaçlara yardımda bulunmak, zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almak, hakkı hiç kimseden çekinmeden söylemek gibi hususlarda bu kadar sağlam bir irade gösteriyorlar mı? Hadi soruyu kısaltayım. Türban takmadan sokağa çıkmam, türbansız derse girmem diyen kızlarımızın namazlarını hiç eksiksiz kılıyorlar mı? Din türban değildir. Din sadece ibadet de değildir. Türban bir ibadet değildir. Allah kitabında “ben sizin, yüzünüzün güzelliğine, soyunuza bakmam, kalbinize bakarım” diyor. Türbanı kalbimize örtebiliyor muyuz?
Gelelim katsayı meselesine. 28 şubat sürecinde bazı işgüzar yöneticilerimiz yemedi, içmedi şu imam hatipliler ne diye üniversitelerin her kısmına giriyor? Bunları sadece ilahiyatlara gönderelim, başka yerde okumasınlar deidler. İyi ama bu düşündüğümüzü açıkça söylersek halktan tepki alırız. Ne yapalım? İmam-Hatipler meslek lisesi, o halde meslek liselerinin hepsini kapsayacak bir düzenleme yapalım. Nasıl yapalım? Öyle bir düzenleme olsun ki, imam hatipli ağzıyla kuş tutsa, ancak ilahiyata gidebilsin. Peki bundan diğer meslek lisesi öğrencileri de zarar görür. Görsün. O kadarcık olacak.
Kafalarını okumaya çalıştığım bu işgüzar yöneticilerimiz bunu uygulamaya koydu. Özerk, bağımsız, üniversitelerimizin baş tacı YÖK derhal emri yerine getirdi. Bunu yapmak için KATSAYI icadı ypaıldı. Gerçekten de uygulama tuttu. İmam hatipliler ilahiyatların dışında bir yere gidemedi.
Bu ne yaptı? İlahiyatlarda kalite düşmesine yol açtı. Bu ayrı bir tartışma konusu belki başka bir zaman bunu da yazarım.
Bu ne yaptı? Meslek liselerini boşalttı.
Bu ne yaptı? Düz liselerin seviyesini düşürdü.
Bu ne yaptı? Anadolu liseleri ve fen liselerini bulunmaz hint kumaşı yaptı.
Bu ne yaptı? Sanayi de çalışacak ara eleman yetişmemesine yol açtı.
Bu ne yaptı? Pek çok alanda kalifiye elemana ihtiyacımız olduğu halde, bu alanlarda çalışacak eleman bulunmazken, toplumda işsizliğin artmasına yol açtı.
Bunu yol açtığı olumsuzlukların hepsini yazsam, destan gibi maddeler ortaya çıkar. Okurlarım, içinde yaşadıkları durum ve şartları göz önüne alarak bunlara ekleyecek bir sürü olumsuz madde bulacaklardır.
Bu süreç on yıl kadar sürdü. Sonuçta ne oldu. AKP iktidarının ilk döneminde cumhurbaşkanı AKP’li olmadığı için, büyük atılımlar yapamadılar. Ancak ikinci dönemde AKP kurucularından biri köşke çıktı. köşk, YÖK’ün kendilerine karşı olan tutumunu bertaraf ederek, kendilerinden bir yönetim oluşturdu. Sonra, rektörler değiştirildi. Sonra, üniversite sınav giriş sistemi değiştirildi ve nihayet mesele katsayı meselesine geldi.
YÖK, derhal 28 şubat süreci kalıntısı bu uygulamaya son verdi.
Hemen danıştaya gidenler oldu ve YÖK’ün, kanunen kendi uygulama hak ve yetkisinde olan bu tasarrufu iptal edildi. YÖK yeni bir çözüm üretti ve katsayı farkını en aza indiren bir uygulama koydu. HOOOOP birileri hemen danıştayın kapısında soluğu aldı. Danıştay bunu da iptal etti.
Şimdi ne oldu. Türbanın üniversitelerde serbest olması için yapılan oylamayı Milliyet gazetesi “311 el Kaosa kalktı” diye veriyordu. Bu sefer de “Danıştayın eli kaosa kalktı” manşetleri ortaya çıktı.
Bu kadar uzun uzun anlattım. Bilmem sabırla buralara kadar yazıyı okuyabildiniz mi? Ama az biraz daha dişinizi sıkın az kaldı… Bundan sonrası daha önemli çünkü…
Şimdi gelelim meselenin özüne: Türban meselesi yada katsayı meselesi yada bunlara benzer herhangi bir mesele. Bizim tartışmamız gereken konular mı? Bu meseleleri ortaya atanlar, acaba gerçekten akademik, bilimsel, hukuki endişe duyuyorlar da o yüzden mi bunları gündemde tutuyorlar? Meselenin özü bu.
Mesela katsayı meselesini ele alalım. Bu konuda fikir yürütmesi, söz söylemesi gerekenler danıştaydaki hukukçular mı, yoksa ülkemizin eğitim ihtiyacını programlayan akademisyenler mi olmalı?
Katsayı meselesini mi yoksa liselerin fonksiyonel olarak ne işe yaradığını mı konuşmalıyız?
Çocuklarımız hem de dört sene lisede okuyorlar. Ne eğitimi alıyorlar? Ne öğreniyorlar. Lise bittikten sonra hepsi alemle mi oluyor? Dershaneye göndermeseniz çocuğunuzun üniversite kazama şansı kaçta kaç? Liseye hiç gitmeyen çocuk sırf dershaneye gitse, ondan daha fazla üniversite kazanma şansına sahip değil mi? Liselerdeki öğretmenler bile, çocuğunuz hakkında onlarla görüşmeye gittiğinizde hangi dershaneye gittiğini sormuyorlar mı? Yani kendilerini inkar etmiyorlar mı? Yani bizim verdiğimiz eğitimden bir şey olmaz, dershaneye gidin diye zımnen söylemiyorlar mı?
Geçiniz…
Devam edelim.
Üniversiteye bir kız öğrenci başı açık gitse ne olacak, başı kapalı gitse ne olacak. Önemli olan açmaya çalıştığımız bu başın içindeki beyin değil mi? Üniversitelerde o beyine ne dolduruluyor? O zehri gibi zeka yüklü çocuklarımız neden üniversitede okumaya başladıktan sonra, ya azgın zincirini koparmış danalar gibi, yada mazlum pili bitmek üzere olan oyuncaklar gibi oluyorlar. Bu çocuklar üniversiteyi bitirdikten sonra, okudukları okulun, aldıkları mesleki eğitimin gereği olarak ellerine su dökülemeyen birer pırlanta mı oluyor? Ne öğretiliyor üniversitelerde? Bir şey öğretiliyorsa, neden ülkemiz üniversiteleri, dünya ile rekabet edemez durumda?
Asıl meseler ne katsayı meselesi ne türban meselesi. Asıl mesele dinin ve hukukun siyasallaştırılması?
Benim katsayı meselesinde önerim şu:
Eğer gerçekten samimi olarak bunu bir eğitim sorunu olarak görüyorsak: Öncelikle liseler aktif hale getirilmeli ve seçme sınavı orta okulu bitirdikten sonra yapılmalı. Bu sınav seçme sınavı değil, yönlendirme sınavı olmalı. Orta okuldaki çocuklarımız yetenek, kabiliyet ve başarı durumlarına göre, meslek liselerine, düz liselere, fen ve Anadolu liselerine sınavla girmeli. Liselerden mezun olduktan sonra da yönlendirildikleri branşa göre doğrudan üniversiteye devam etmeli yada, sanayiye iş kollarına atılmalı.
Katsayı işte bu noktada gündeme gelmeli. Aynı dereceli liselerden mezun olan öğrencilere verilecek ek puan, seçecekleri okullara göre düzenlenmeli.
Konunun teferruatı benim uzmanlık alanım olmadığı için derinlemesine girmiyorum. Eğer yukarıda yazdığım şekilde bir düzenleme yapılamıyorsa. Katsayı devam etmli. Meslek liselerinde okuyanlar mesleklerinin devamı olan üniversitelere sınavsız gidebilmeli. Başka branşlara yönelmek istedikleri durumda katsayı farkını aşabilmeliler.
Bir köşe yazısına göre oldukça uzun bir yazı olduğunun farkındayım. Bu sebeple okurlarımdan özür dilerim.

Yrd. Doc. Dr. Ali DUMAN
Hikmet Yurdu Dergisi Editörü
İnönü Üniv. İlahiyat Fak.
İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı

KP

ALINTIDIR</TD></TR></TABLE>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://cideliler.yetkinforum.com
 
NELER TARTIŞIYORUZ NELER TARTIŞMALIYIZ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» CASTAMONDA BU HAFTA NELER VAR

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CİDELİLER :: İSLAM :: DİNİ KISSALAR-
Buraya geçin: