KAÇIŞ SENDROMU HASTALIĞI

Konu: KAÇIŞ SENDROMU HASTALIĞI Salı Şub. 03, 2009 1:42 pm

İçimizdeki Kaçaklar, Kaçış Sendromu Hastalığı

<table width=560><tr><td class=TEXT1 style="PADDING-RIGHT: 10px" colSpan=2>
Hayatta bazı şeylerden sadece görünen varlıkların kaçabildiğini sanarken, aslında içimizde biryerlerde görünmeyen fakat zararı bütün vücudumuza hakim bir kaçış keşfedildi. Siz normal yaşantınızı sürerken damarlarınızdaki asil kandan kaçanlar sanırım geriye getirilemez zararlar vermekte ve dünya bunu daha yeni yeni öğrenmekte...

Tıp dilinde Kaçış Sendromu Hastalığı ( Capillary Leak Syndrome) olarak bilinen bu hastalık, 1960 yılında B.Clarkson tarafından kayıtlara geçmiş ve araştırması ve keşfedilmesi zor bir yolculuk başlamıştır. O yıllarda Dünya’da yaklaşık 40 kişide gözlemlenen kaçış sendromu, günümüze sadece bilinen 100 vaka ile ilerleyebilmiştir. Çok nadir görünen kaçış sendromu genellikle teşhisi geciken ve hastaya zor zamanlar yaşatan bir üne sahiptir. Ülkemizde ise bilinen ilk teşhis Mehmet Ali Erbil’e yapılmıştır.

Vücudumuzda damar içi ve damar dışı dengesini koruyan bazı sistemler mevcuttur. Bu kontrol mekanizması sayesinde ihtiyaç duyulan zamanlarda mineraller, kan hücreleri ve protein gibi maddeler damar dışına çıkarak ihtiyaç bölgesine gider. İşte bu dengenin ve kontrol mekanizmasının bilinmeyen nedenlerle bozulması, damar içinde bulunması gerken etken maddelerin ( mineraller, kan hücreleri, proteinler vb.) kontrol dışı damar dışına sızmasına sebep olur. Halk arasında “damarlardan su sızması” şeklinde bilinen bu olayın sahibi Kaçış Sendromu hastalığıdır.

Hastalık kendini genellikle krizlerden 24 saat önce gripal belirtilerle, halsizlik, yorgunluk, hafif ateş ile gösterir. Tekrarlayan şoklar hastanın teşhis koyulamadan yoğun bakıma kadar giden ağır hastalık tablosuna yakalanmasına sebep olur. Genellikle, tansiyon düşmesi , kanın koyulaşması, kanda albumin (protein) seviyesinin düşmesi, vücutta şişmelerin ve ödemin olması genel belirti olarak kabul edilmektedir.

Bir kaç ayda bir ya da yıllarca aradan sonra görülebilen krizler hastalığın teşhisini zorlaştırmaktadır. Kesin bir tedavisi olmayan kaçış sendromu krize yönelik tedavi uygulanarak zayıflatılmaktadır. Genellikle üst solunum yolu hastalıklarında, astım ve bronşit hastalıklarında uygulanan tedaviler olumlu sonuç vermektedirler.

Teşhisi zor olan ve insanın bir anda gözünü korkutan kaçış sendromu çok nadir görülmekle beraber teşhisi zor olduğu için yakalanamayan vakalar ile daha da korkutucu bir tablo yaratmaktadır. İlerleyen durumlarda nefes darlığı , solunum yetmezliği, böbrek fonksiyonlarında azalma ve organ yetmezliğine sebep olan bu hastalık ülkemizde daha çok tanıtılmalı, bilinçli bir şekilde belirtiler takip edilerek tanısı koyulamamış hastalıklar grubunda bırakılmamalıdır.

</TD></TR></TABLE>