CİDELİLER
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

CİDELİLER

SÖZDE DEĞİL ÖZDE DOSTLUK CİDELİLERİN BULUŞMA NOKTASI
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 GÜNÜN ŞİİRLERİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ASİCİDELİ
Admin
ASİCİDELİ


Mesaj Sayısı : 1271
Kayıt tarihi : 18/06/08
Yaş : 53
Nerden : KADIKÖY

GÜNÜN ŞİİRLERİ Empty
MesajKonu: GÜNÜN ŞİİRLERİ   GÜNÜN ŞİİRLERİ I_icon_minitimeCuma Şub. 12, 2010 2:07 pm

BAŞKALARININ GECESI
Görünmeyeni görmenin azabı
İçimizde durmadan ödediğimiz
Ne ruhumun ayışığı
Ne yırtıcı hayvanlarla güreşen
Yorgun bedenim
İhtiyar atlar gibi kapandım içime
Yasını tutuyorum sonsuz bir kehanetin
Görünmeyeni görmenin azabı
Çılgınlıklar otu ağzımda
Kırların yırtığına takılmış karaca
Sıvası dökülmüş duvarlardaki
Donmuş halı zamanı
Çılgınlıklar otu ağzımda
Değişik kalibreli intiharlar denedim
Dipteki arayış boş kovan
Başkalarının gecesi bitmedi daha.

MURATHAN MUNGAN

EY BALÇIK DÜNYA


Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
İsa'nın yurdu değilsin sen,
yayıldığı yersin eşeklerin.
Nerden tanıdım seni bilmem ki,
nerden parçası oldum bu yerin,
Bana vermedin bir yudum tatlı su,
sofranı yaydın yayalı.
Elimi ayağımı bağladın gitti,
elimin ayağımın farkına varalı.
Bırak da bir ağaç gibi
yerin altından çıkarıp ellerimi
sevgilinin havasıyla sarmaşdolaş olayım,
uzayıp gideyim bâri.
Ey çiçek, dedim çiçeğe,
dedim, bu küçük yaşta sen,
neden ihtiyar oldun bu kadar,
dedim, nasıl oldu bu böyle?
Çocukluktan kurtuldum, dedi çiçek,
sabah rüzgârını tanıyalı,
hep yukarlara doğru çıkar
yukarlardan gelmiş bir ağaç dalı.
Şunu da söyledi çiçek:
Madem aslımı tanıdım,
madem yersizlik âlemi aslım,
artık bana tek bir şey düşecek:
Yücelip aslıma gitmek.
Sus yerter artık,
var git yokluğa haydi,
yoklukla yok ol.
Git, yokluklardan tanı
yokluktan var olanı.


MEVLANA CELALETTİN RUMİ

DALGACI MAHMUT
İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.
Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.
Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürüm basımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne halt edeceğimi bilemem.

ORHAN VELİ KANIK

SEN KİMSİN?
Bir gemi düşledim denizlerin sonsuzluğunda
İçinde yanlız ve sadece ikimiz ve aşkımız
Güvertesinden seyredercesine, balinaların dalgalarla dansını
Bir büyük dalganın sarsıntısıyla bölündü bakışlarımız
Ayın denize ve denizdende yüzüne yansıması
Seni bir başka daha güzeleştirdi
Gökteki milyonlarca yıldızın her biri, bir saç teline süslercesine
Seyretmek bir başka oluyordu yağmur gibi yağışını

Martılara senden habersiz haber yolladım, adını göğe yazsınlar diye
Bu sessiz gecenin ahenginde, isminin yazılışını seyretmek bir başka oluyor
Bunu sana anlatmak öylesine zor ki, yaşamak kadar zor

Elimde olsa; sana gökkuşağının ortasına salıngaç kurardım
Elimde olsa; o yıdızları toplar saçlarına takardım
Elimde olsa; bu denizin ortasında sana meşaleler yakardım
Ah ah elimde olsa seni senden bile koparır alırdım

Sana öylesine çok bağlandım ki, kim olduğunu bile bilmiyorum
Sen hep sustukça sustun neden hep ben hayal kuruyorum
Neden hep ben sadece konuşuyorum ki sanki!
Bak martılar bile adını sadece aşk diye yazdılar
Suskunda olsan, bakışlarından beni sevdiğini anlıyorum

Yoksa şu masallardaki deniz kızı senmisin?
Hani bir görünüp kalbe ateş düşürüp kaybolan
Yoksa sağ omzumda gezen huri melekmisin?
Beni hayal deryasında gezdirip yok olan
Yoksa şu an rüyadamıyım rüyamda ki perimisin?
Uyanınca hepsinin bir düş olduğunun farkına varılan
Bakma öyle derin derin gözlerime, söyle, söyle sen kimsin?


OZAN ÖZDEMİR

PARMAKLIĞIN ÖTESİNDEN
Bu sefer bayrağını çekmiş vapur
Bizim Karadeniz'e gider.
Beni alıp götürmese de,
Alır, düşüncemi çocukluğuma götürür,
Çocukluğumun memleketine.
Kıyıcığında doğmuşum Kastamonu'nun
Fener fener bilirim Karadeniz'i.
Kahrını çekmişim yıldızının, poyrazının,
Ecel terleri dökmüşüm karayelinde.
Kim bilir ne haldedir,
Benim frengisiyle meşhur memleketim,
Şimdi ne halde ?
Ekmekleri mısır bazlaması mı,
Bulgurlu mancar mı hâlâ bayram yemekleri ?
Çok sıkıntı çektik Seferberlik'te,
Çok mısır koçanı yedik, vesikalı;
Bu sefer de vesikasiz yemişler,
Gazsız, sabunsuz kalmışlar.
Kim gider, kim sorar hallerini ?
Bilirim ne vapurun büyükleri uğrar,
Ne insanların büyükleri;
Memurlar gelir ufak tefek,
Büyüyünce giderler.
Balıklardan bile hamsiler vurur,
Vursa vursa karaya.
Göremedik sıkıntısız yaşandığını,
Rahatın şiirini yazamadık,
Ne kadar uzak
Heveslerimle içli dişli yaşamak,
Üzmek hastalıklı şiirlerle
Eşimi, dostumu;
Mezar taşları kadar, ölçülü
Beyitler düzmek boy boy.
İçliyimdir herkes kadar,
Düşündürür beni de şu gökyüzü,
Kuş cıvıltısı, nar çiçegi...
Geçtik bir kalem üzerinden.
Huyumdan ettiniz, Cibali Kızları,
Sekiz düğününden önce
Penceremin altından geçenler,
Saçları dağınık, gözleri uykulu,
Çoraba, tütüne gidenler,
Beni huyumdan ettiniz!
Yorgun gözlerinizdeki acıyı
Dert edindim kendime.
Saçlarını tezgahına yolduranları,
Sıtma gebesi tazeleri görmeseydim,
Boşuna harcayacaktım sevgimi.
Şimdi şu parmaklığın ötesinde kaldı
Bütün çalışanlar;
Teker teker sökülmüşüz toprağımızdan,
Havamızdan, suyumuzdan olmuşuz.
Yaşamaktayız aynı çatının altında
Daha mahzun, daha hesaplı.
Rahat günlerin işçisi olacaktık,
Rahat günlerin şairi:
Bir çift sözümüz vardı
Nar çiçeği, gül dalı üstüne,
Dudaklarımızda kaldı!

RIFAT ILGAZ

ŞİİRLER ALINTIDIR[/COLOR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://cideliler.yetkinforum.com
 
GÜNÜN ŞİİRLERİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CİDELİLER :: KÜLTÜRSANAT& ŞİİRLER :: ŞİİRLER-
Buraya geçin: