DEVENİN HÖRGÜCÜ KASTAMONU İÇİN DÜZ

Konu: DEVENİN HÖRGÜCÜ KASTAMONU İÇİN DÜZ Çarş. Mart 17, 2010 10:39 am

Levent ZİHNİOĞLU
Devenin Hörgücü Kastamonu için Düz
<TABLE width=560> <TR> <td style="PADDING-RIGHT: 10px" class=TEXT1 colSpan=2> “Son söyleyeceğimiz başta söylüyorum. Ben şimdi bu bölgede ciddi depremler olacak diyeceğim, bazıları çıkıp yok enerji boşaldı, şiddetli deprem olmaz diyecek. Elazığ Karakoçan tehdit altında ve deprem bekleniyor.” Bu sözler deprem uzmanı Naci Görür tarafından iki yıl önce edildi. Sonuçta olması gereken oldu ve 50’ye yakın ölü… Otobüs durağında bekliyorum. İki kişi kendi aralarında konuşuyor; “Doğu Anadolu fayı değilmiş, bu başka faymış. ” Başkaları da konuşuyor; “Falanca, depremi önceden bilmiş…” İyi güzel de bilince ne olacak? Devlet baba diyor ki; “Deprem koordinasyon merkezi kurduk…” Karakoçan, büyüklük 6 civarı ve 50 ölü. Beğenmediğimiz batıda 7 büyüklüğüne 3-5 can veriliyor. Bizde ise canlar bedava… Anlayacağınız ko-ordinasyon bu, boru değil… Bir türlü öğrenemedik gitti; büyük küçük fark etmez önemli olan işlev… Önemli olan işlevi olan, işleyen, canlı kurumlar olması. Birileri Federasyon kurmuş, yetmemiş kon-federasyon kurma çalışmalarına başlamışlar. Kurarsanız yanlış olur, önce kurduklarınızı işletin dedik. Kurdukları Federasyonun internet sitesinden görmediğimiz hakaret kalmadı, sadece şahsen bana olsa çok önemsemeyeceğim ama çalışan kurumlardan şer odakları diye bahsedilmesi birleştirici olması gereken Federasyon’dan hiç beklenmeyecek bir yaklaşımdı. Federasyon hiçbir şahsi görüş doğrultusunda hareket etmemelidir, öyle olursa birleştirici bir çatı olmaktan çok uzaklara düşer ve bu da Konfederasyonun anlamsızlığını bir kez daha açığa çıkarmış olur… Hakaretlerin ifadelerinde dilbilgisi kurallarından pek de yararlanılmamış olması işi farklı bir noktaya taşıyor. Sonuçta bu kurumsal bir sitedir ve temsil niteliği vardır. Temsil edilen Kastamonu’dur… İşte böyle toplasanız iki elin parmaklarının sayısı kadar Kastamonu’ya gitmeyen adamlar, ceplerine koydukları kartvizitlerle Kastamonu’yu temsil edecekler biz de bundan bir hayır bekleyeceğiz. Geçmiş olsun hepimize… Üstelik terbiyeden de nasibini almamış bir çizgide yol alınmaya çalışılıyor. Herkes bana soruyor, nasıl Federasyon Başkanı oluyorlar diye. Ben de merak ettim ve sordum. Diyorlar ki iyi hatipmiş. Yani mikrofon uzatılınca konuşmayı iyi beceriyorlarmış. Yani iyi ve çok konuşunca Başkan oluyorsun bir yerlere. Bu devirler de yavaş yavaş geçiyor, genç ve proje üreten kadrolar kendilerini ispat etmeye başladılar bile. Deprem, trafik, dernek, federasyon. Şimdi diyeceksiniz ki ne alaka. Merak etmeyin dam üstü de yok, saksağan da. Çünkü gördüğünüz üzere herkes çok konuşuyor. Konuştukça da iş çıkmıyor. Lafla yürümeyen bir gemi vardı ya, işte onun gibi bir şey. Bak aklıma ne geldi durduk yerde. Yıllar önce seyretmiştim. Bir Tv programında Ali Şen’e sordular; “Başkan Türk futbolu neden yavaş oynanıyor!” Başkan cevapladı; “Avrupa’da bir futbolcu daha top ayağına gelmeden nereye pas atacağını biliyor. Bizde ise top ayağına geldikten sonra karar veriyor. Ama şimdi iyi, eskiden pası verdikten sonra karar verirdi…” Bizde durum hepten farklı. Sanırım maç bittikten sonra karar veriliyor… Seyirci ise ne seyrettiğinin farkında değil. Neyse boş verin, devenin hörgücü kimine düz görünüyor sanırım. Son olarak depremle başladık depremle bitirelim. Fay hattının tam orta yerinde bulunan ve bizi de yakından alakadar eden bir yer var biliyorsunuz. Üstelik uzun süreden beri de deprem olmamış. Yani risk dorukta, yani deprem olacak. Allah göstermesin falan da demeyin. Çünkü geçmişte olan yine olacak. Peki olunca ne olacak? Umudum yok ama sanırım iş yine Allah’a kalacak… Yani rahmet durumları… Biz de olayların arkasından bol bol konuşur ve hiç harekete geçmeyiz… Ne gerek var ki…. KP ALINTIDIR</TD></TR></TABLE>