CİDELİLER
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

CİDELİLER

SÖZDE DEĞİL ÖZDE DOSTLUK CİDELİLERİN BULUŞMA NOKTASI
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ADAM EVLADI OYNASANIZA LAYN DEMEZ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ASİCİDELİ
Admin
ASİCİDELİ


Mesaj Sayısı : 1271
Kayıt tarihi : 18/06/08
Yaş : 53
Nerden : KADIKÖY

ADAM EVLADI OYNASANIZA LAYN DEMEZ Empty
MesajKonu: ADAM EVLADI OYNASANIZA LAYN DEMEZ   ADAM EVLADI OYNASANIZA LAYN DEMEZ I_icon_minitimeSalı Ağus. 26, 2008 3:09 pm

Adam evladı "Oynasanıza Layn" demez
<table width=535><tr><td class=TEXT1 style="PADDING-RIGHT: 10px" colSpan=2>




Eğer bizim şee’rin takımı senelerdir acep ne iş görmüş diye spor ansiklopedisini karıştırmaya niyetlenirseniz KSK namına ne yazık ki bir buçuk satırdan fazla zırnık bilgiye ulaşamazsınız. Yani bir yanıyla ağız dolusu köpük bonusuyla anlata anlata bitirilemeyen kırk bir senelik yekun tarih, kitap harfiyle işte ancak bir buçuk satır yer tutuyor tarih sayfalarında. Kırk bir yıl boyunca bir kere olsun bileğinin hakkıyla üst lige çıkamamış olmak herhalde başka kentlere nasip olacak bir gurur tablosu değildir.



1967’de 2. ligin kurulmasıyla görüp göreceği en kallavi statüye yerleşen, ancak asansörün zamansız ipinin kopmasıyla tepe taklak ta yöre ligine kadar düşen, daha sonrasında ihtilal yapan paşaların gençler “gominis olmasın, topçu olsun” fikrinden hareketle kurdurdukları 3. lige alınan, ama ne var ki federasyon tarafından zaman içinde çıkılan kaçak katlar sonucunda farkında olmadan şu an 5. ligde ömür törpüleyen KSK’nın ahvali hali kısaca budur işte. Zaman içinde kah diaspora Kastamonulularının elinde, kah siyasilerin, çokça da baş altı aktörlerin elinde oyuncak olan bir KSK…



Bu sene ise geçmişle tüm bağlarını koparan bir KSK var ki sahnede, ben bu KSK’yı kafadan destekliyorum. Hatta bu sezonu milat kabul ediyorum. Çünkü bu tarza hasta oldum. Bıyığı dahi terlememiş gençlerle yola çıkıp, bir yandan üst liglere çıkmanın alt yapısını kurarken, diğer yandan da kulübün perteye çıkmış mali yapısına esaslı bir rektefiye çekecek olan futbolcu fabrikası yörüngesine girilmesi Kastamonu sıkletinde ki şehirlerin ana ve tek kurtuluş yollarıdır. Bu stil KSK’nın senelerin acıttığı ağlanası halinden kurtulması için başvurulacak birinci ve tek reçetedir. Arka kapının mandalına kadar geçmişin üzerine kireç dökmekle başlayan yönetimin bu işin başına çıkması kendi yönetim sürelerini belirleyeceği kadar aslında en çok da Kastamonu’da futbolun geleceğini belirleyecek. Yıllardır anlattıkları hikayelerin KSK’yı hiçbir yere götürmediğini göğüslerinde KSK’lı eski topçu, eski yönetici, eski amigo yaftasıyla dolaşan, yani aklı eskide kalan herkes anlamalı ve bu sezon yönetimin omuzdaşı olarak bu yeni tarzın başarıya ulaşması için emek vermeli. Geçmişte KSK’ya gönül veren, emek veren değerli ağabeylerimizden daha çok KSK’nın üst liglere taşınmasını herhalde kimse is

<table cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%"><tr><td class=yazarheader style="PADDING-LEFT: 10px" height=40>Adam evladı "Oynasanıza Layn" demez</TD></TR>

<tr><td style="PADDING-LEFT: 15px" colSpan=2><table width=535><tr><td class=TEXT1 style="PADDING-RIGHT: 10px" colSpan=2>
YENİ CUMHURİYET



Eğer bizim şee’rin takımı senelerdir acep ne iş görmüş diye spor ansiklopedisini karıştırmaya niyetlenirseniz KSK namına ne yazık ki bir buçuk satırdan fazla zırnık bilgiye ulaşamazsınız. Yani bir yanıyla ağız dolusu köpük bonusuyla anlata anlata bitirilemeyen kırk bir senelik yekun tarih, kitap harfiyle işte ancak bir buçuk satır yer tutuyor tarih sayfalarında. Kırk bir yıl boyunca bir kere olsun bileğinin hakkıyla üst lige çıkamamış olmak herhalde başka kentlere nasip olacak bir gurur tablosu değildir.



1967’de 2. ligin kurulmasıyla görüp göreceği en kallavi statüye yerleşen, ancak asansörün zamansız ipinin kopmasıyla tepe taklak ta yöre ligine kadar düşen, daha sonrasında ihtilal yapan paşaların gençler “gominis olmasın, topçu olsun” fikrinden hareketle kurdurdukları 3. lige alınan, ama ne var ki federasyon tarafından zaman içinde çıkılan kaçak katlar sonucunda farkında olmadan şu an 5. ligde ömür törpüleyen KSK’nın ahvali hali kısaca budur işte. Zaman içinde kah diaspora Kastamonulularının elinde, kah siyasilerin, çokça da baş altı aktörlerin elinde oyuncak olan bir KSK…



Bu sene ise geçmişle tüm bağlarını koparan bir KSK var ki sahnede, ben bu KSK’yı kafadan destekliyorum. Hatta bu sezonu milat kabul ediyorum. Çünkü bu tarza hasta oldum. Bıyığı dahi terlememiş gençlerle yola çıkıp, bir yandan üst liglere çıkmanın alt yapısını kurarken, diğer yandan da kulübün perteye çıkmış mali yapısına esaslı bir rektefiye çekecek olan futbolcu fabrikası yörüngesine girilmesi Kastamonu sıkletinde ki şehirlerin ana ve tek kurtuluş yollarıdır. Bu stil KSK’nın senelerin acıttığı ağlanası halinden kurtulması için başvurulacak birinci ve tek reçetedir. Arka kapının mandalına kadar geçmişin üzerine kireç dökmekle başlayan yönetimin bu işin başına çıkması kendi yönetim sürelerini belirleyeceği kadar aslında en çok da Kastamonu’da futbolun geleceğini belirleyecek. Yıllardır anlattıkları hikayelerin KSK’yı hiçbir yere götürmediğini göğüslerinde KSK’lı eski topçu, eski yönetici, eski amigo yaftasıyla dolaşan, yani aklı eskide kalan herkes anlamalı ve bu sezon yönetimin omuzdaşı olarak bu yeni tarzın başarıya ulaşması için emek vermeli. Geçmişte KSK’ya gönül veren, emek veren değerli ağabeylerimizden daha çok KSK’nın üst liglere taşınmasını herhalde kimse istemez.



Bu yıl federasyon tarafından “yaş haddi” konulmasa bile genç bir kadro ile mücadele edilmeliydi zaten. Zannedersem yönetimin tavrının da zaten yaş sınırlaması ile değil, istihab haddiyle bağlantısı var. Senelerdir İstanbul’un, Anadolu’nun en kaşar papaz topçularını kulübe doldurup bu memlekete şampiyonluk türküleri ezberletenlerden artık kına geldi. Düşünün bi, geçen yıl puan farkıyla liderlik koltuğunda otururken zurnanın en zırt dediği maçlara kaç taraftar geldi. Şehirde kaç bayrak sallandı, kaç dış sahaya kafileler gitti. Tam işin gazı sönmüşken yeni yönetimin ortaya koyduğu yeni stil göreceksiniz ocağın altını yeniden yakacak. Bu sene yapılan genç takımın skordan önce şov olarak ortaya çıkacak seyirlik futbolu kitleleri stada yeniden çekecek. Pırıl pırıl, efil efil gençleri meydanda yalnız bırakmaz bu şehir.



Öte yandan eşin dostun yakasına yapışıp alınan bağışlarla, sezon ortasında dış sahaya gidemiyoruz yardım geceleriyle, üstüne üstlük bir de kara balta muhasebe ile yönetilen ve her şeyden önce kitleler önünde güvenirliliğini yitirmiş kulüp yöneticiliğin de artık tamamen sonuna gelindiğini umarım önümüzde günlerde söyleyebiliriz. Bu sene ki anlayışın devamında ileriki yıllarda ortaya çıkacak gençlerin başka kulüplere transferlerinden KSK’ya kalacak dilim kendi içinde bir “döner sermaye” oluşturacak çünkü.



Futbolun estetiğinin arttıkça fanatizmin yumuşayacağı da bir diğer getiri olacak bu yıl. Takım takır takır oynadıktan sonra topu kaleye dürtemese bile herhalde hiçbir adam evladı kalkıp da “oynasanıza layn” diye bağırmaz. Bu pırıl pırıl gençler varsın bu sene şampiyon olmasın ne yazar, onların bize izlettirecekleri futbol lezzeti gerçek futbolsever için yeter de artar bile. Gönlü futboldan yana çarpanlar için unutulmaz bir sezon olacak. Aklı fitnede fesatta olanlar içinse yine ellerine bir sürü koz geçecek. KSK’nın bu sezon ateşle imtihanında umarım güzel futbol galip gelir. Oyumuz yeni cumhuriyete.
</TD></TR></TABLE></TD></TR></TABLE>temez.




Bu yıl federasyon tarafından “yaş haddi” konulmasa bile genç bir kadro ile mücadele edilmeliydi zaten. Zannedersem yönetimin tavrının da zaten yaş sınırlaması ile değil, istihab haddiyle bağlantısı var. Senelerdir İstanbul’un, Anadolu’nun en kaşar papaz topçularını kulübe doldurup bu memlekete şampiyonluk türküleri ezberletenlerden artık kına geldi. Düşünün bi, geçen yıl puan farkıyla liderlik koltuğunda otururken zurnanın en zırt dediği maçlara kaç taraftar geldi. Şehirde kaç bayrak sallandı, kaç dış sahaya kafileler gitti. Tam işin gazı sönmüşken yeni yönetimin ortaya koyduğu yeni stil göreceksiniz ocağın altını yeniden yakacak. Bu sene yapılan genç takımın skordan önce şov olarak ortaya çıkacak seyirlik futbolu kitleleri stada yeniden çekecek. Pırıl pırıl, efil efil gençleri meydanda yalnız bırakmaz bu şehir.



Öte yandan eşin dostun yakasına yapışıp alınan bağışlarla, sezon ortasında dış sahaya gidemiyoruz yardım geceleriyle, üstüne üstlük bir de kara balta muhasebe ile yönetilen ve her şeyden önce kitleler önünde güvenirliliğini yitirmiş kulüp yöneticiliğin de artık tamamen sonuna gelindiğini umarım önümüzde günlerde söyleyebiliriz. Bu sene ki anlayışın devamında ileriki yıllarda ortaya çıkacak gençlerin başka kulüplere transferlerinden KSK’ya kalacak dilim kendi içinde bir “döner sermaye” oluşturacak çünkü.



Futbolun estetiğinin arttıkça fanatizmin yumuşayacağı da bir diğer getiri olacak bu yıl. Takım takır takır oynadıktan sonra topu kaleye dürtemese bile herhalde hiçbir adam evladı kalkıp da “oynasanıza layn” diye bağırmaz. Bu pırıl pırıl gençler varsın bu sene şampiyon olmasın ne yazar, onların bize izlettirecekleri futbol lezzeti gerçek futbolsever için yeter de artar bile. Gönlü futboldan yana çarpanlar için unutulmaz bir sezon olacak. Aklı fitnede fesatta olanlar içinse yine ellerine bir sürü koz geçecek. KSK’nın bu sezon ateşle imtihanında umarım güzel futbol galip gelir. Oyumuz yeni cumhuriyete.
</TD></TR></TABLE>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://cideliler.yetkinforum.com
 
ADAM EVLADI OYNASANIZA LAYN DEMEZ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CİDELİLER :: KASTAMONUDAN HABERLER-
Buraya geçin: