CİDELİLER
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

CİDELİLER

SÖZDE DEĞİL ÖZDE DOSTLUK CİDELİLERİN BULUŞMA NOKTASI
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 YÜREĞİMİZİ KASTAMONUDA KOYDUK GELDİK

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
ASİCİDELİ
Admin
ASİCİDELİ


Mesaj Sayısı : 1271
Kayıt tarihi : 18/06/08
Yaş : 53
Nerden : KADIKÖY

YÜREĞİMİZİ KASTAMONUDA KOYDUK GELDİK Empty
MesajKonu: YÜREĞİMİZİ KASTAMONUDA KOYDUK GELDİK   YÜREĞİMİZİ KASTAMONUDA KOYDUK GELDİK I_icon_minitimeSalı Ağus. 26, 2008 3:25 pm

Yüreğimizi Kastamonu`da KOYDUK geldik
YÜREĞİMİZİ KASTAMONUDA KOYDUK GELDİK HaciveliYıl 1974... Henüz 4 yaşındaydım. O yaz sadece hava değil, Türkiye de siyasi olarak sıcak bir yaz geçiriyordu.
Yıl 1974... Henüz 4 yaşındaydım. O yaz sadece hava değil, Türkiye de siyasi olarak sıcak bir yaz geçiriyordu. Türk askeri Kıbrıslı soydaşlarımız için adaya Barış Harekatı düzenliyordu. İstanbul`daki evimizin camları olası bir Yunan saldırısına karşı siyah boya ile boyanmış, karartma uygulanıyordu. Tabi ben bunları hayal meyal hatırlıyorum. İşte o yaz babam, annemi, ablamı ve beni köye gönderdi. Ağabeyim babamla birlikte İstanbul`da kalmıştı. Çocukluğuma dair ilk hatırladığım şey buydu; çok güzel bir yaz geçirmiştim. Çayda yüzüp, çayırda güreşmiş, düven üzerine binmiştim. Hatta ilk eşekten de o zaman düşmüştüm.




Yıllar sonra 17-18 yaşlarında ağabeyimle birlikte bu kez Kastamonu`nun sahil kasabalarını dolaştık. Abana`yı, Cide`yi İnebolu`yu gördük. Kastamonu`da Kale`ye çıktık. Ama köyümüze gitmedik. Babamın köyü Bekirli`ye, Annemin Köyü Koçanlı`ya 1974`ten tam 30 yıl sonra gidebildim. İhmalkarlık işte... Sonraki senelerde bir-iki kez de Taşköprü Sarımsak Festivali`ne gittik ailece... Memleketle ilgili tek irtibat işte bu bir elin parmaklarını geçmeyen gezilerden ibaretti.




Ama bu haftasonu benim için muhteşem geçti dersem yeridir. Levent Zihnioğlu ile kısa bir Kastamonu turu yaptık. Aslında bu geziyi önceki senelerde de yapmak istedik olmadı, son olarak iki hafta önce yapacaktık bu kez babam rahatsızlandı sonunda bu hafta Kastamonu`daydım.




Merak edenler için hemen yanıtlayayım: Otobüsle geldim... Hangi firma mı? Avrupa... niye diye sormayın çünkü Ankara`da o saatte onu buldum öyle geldim. Neyse...




Sabaha karşı otobüs meydanda bıraktı. Üstte bir t`shirt hava hafiften ısırmakta... Çay boyundan doğru Sinanbey Konağı`na gittim. Sabah, Levent beyin telefonuyla uyandım. Sonra Konağın avlusunda ceviz ağacının altında güzel bir kahvaltıya oturduk. Gezi güzergahını belirledik. Ben, Levent Zihnioğlu, biraderi Bülent, yazar arkadaşımız Murat Karasalihoğlu yola çıktık. Gezinin amacı benim özüme dönmeme yardımcı olmak Smile))




Gezi bahane sohbet şahane




Yol boyunca kafam bir sağa bir sola çevriliyor. Mihmandarlarım çok olunca, her biri bak burası şu... bak burası bu diyor. Hızlı bir eğitimden geçen öğrenci gibiydim. Sonunda sahile ulaştık. İlk durak Çatalzeytin`di. Çatalzeytin Öğretmen Evi`nin bahçesinde Orhan Ozanoğlu`na konuk oluyoruz.

Hal hatır sormalar derken, anılar hafızalardan dökülmeye başladı. Sohbetin orada kesilmeyeceği anlaşılmıştı. Ozan bizi, Çatalzeytin`den Abana`ya giden yol üzerindeki Çapa restauran`a götürdü.

Sohbet öyle bir hal aldı ki, hani derler ya gülmekten karnım ağrıdı diye; benim ise ağzım yarıldı Smile




Kastamonu şivesi, anlatımı, yerel yaşanmış hikayelerin biri bitiyor, biri başlıyordu. Valla ne diyeyim, onu aldık buraya KOYDUK, bunu aldık buraya KOYDUK. 5 dakikalık bir ziyaret 2,5 saat sürmüştü. Ozan Ozanoğlu`nun adını artık daha sık duyacaksınız. Çünkü Kastamonu Postası`nda yazmaya başladı. O bir şair-yazar... Kalemi kıvrak, ruhu güzel... her sanatçı gibi biraz hüzünlü, biraz bohem, biraz unutulmuş, biraz sitemkar...

Ozan,



  • Gideceğim dedi buralardan...Yeter artık !”

    Kendini sakladığı, gözlerden uzak olmayı seçtiği bu sahil kasabasından çıkmaya karar verdiğini anlattı. Dostlarının sitemine sonunda kulak vermiş olmasına sevinerek Ozan`a veda edip ayrılıyoruz.





Sonra, sonrası Abana, oradan da Küre`ye gidecektik. Küre`de belediye başkanı Engin başkanın düğünü vardı. Döne döne gittiğimiz sahil yolunda güneş kimi zaman denize kimi zaman dağların arasına düşerken, muhteşem manzara kaçırılacak gibi değildi. Levent ve Murat adım başı arabayı durduruyor başlıyorlardı fotoğraf çekmeye...




Karanlık henüz bastırmıştı ki, Engin başkanının mutluluğuna ortak olduk. Düğün Ecevit Hanı`ndaydı. Orada Kastamonu Gazetesi`nin sahiplerinden Melih Bey ve Fahri Ağabey ile buluştuk. Başkanı tebrik ettikten sonra oradan yine Küre`nin dağları arasından yolumuza devam ettik. Melih Bey, Fahri Ağabey, “ siz şimdi çay içmemişsinizdir” diye bizi ormanın kenarında güzel bir yere götürdü. Yolun kenarında ahşap bir yer... Orayla ilgili anlatılan şu... Yer tel çitlerle çevrili... Sormuşlar sahibine niye burayı çitlerle çevirdin; Adam yanıtlamış:



  • Ayular müşterilere rahat vermiyor da...





Gün boyunca ayuların da kulaklarını sık sık çınlattık! Türkiye`nin her yanında ayı var ama Kastamonu Ayısı denmesi insanları rahatsız ediyor. Haklılar da çünkü Kastamonu`da ayı yok AYU var Smile deyip çok gülmüştük.




Gerçekten de öyle hikayeler anlatıldı ki, insanın Ayu olası geliyor. Yıllar önce bir film vardı hatırlar mısınız? Filmin ismi AYI ... tanıtımını ise “Ayı, Bir Sevgi Filmi” diye yapılıyordu. Filmi seyrettiğimde gerçekten de bir sevgi filmi olduğunu anladım. Neyse Ayuluğa gerek yok, bunu burada bırakalım... Son günlerin popüler söylemiyle “Durmak yok yola devam!!!”




Sinanbey Konağı`na ulaştığımızda gece yarısıydı. Ertesi gün şehir içindeydik. Nasrullah Meydanı`na çıktık. Nasrullah`tan suyu zaten dün içmiştim. Sabah ilk durak, Kastamonu Gazetesi`ydi. Melih Bey`le tanışmıştık sırada şehrin duayen gazetecisi Cemil Ağabey`le tanışmaya gelmişti. Cemil Ağabeyle ilgili Levent Zihnioğlu zaten gitmeden çok şey anlatmıştı. Güler yüzüyle bizi karşıladı, kırk yıllık dost gibi... Ona buradan teşekkür ediyorum. Çaylarımızı içtik, sohbetimizi ettik. Pazar günü olunca belki biraz daha zaman ayırabildi bize... Sohbete daha sonra Tonbullar şirketinin sahibi Yücel Bey de katıldı. Aslında vakit olsa, sohbet daha çook uzayıp gidecek ama, bizim gidecek çok yerimiz, Cemil Ağabeyin de çıkaracak bir gazetesi olduğu için sohbeti kısa kesmek zorunda kalıyoruz.




Bundan sonraki adres Münire Medresesi... Kastamonu`ya yakışan bir yer olmuş medrese... Orada bir başka dost karşıladı bizi Mustafa... Eli kalem tutan ama geçim için başka işler yapmak durumunda olan Kastamonululardan biri Mustafa... Kastamonu Yazmasından şemsiyelerin altındaki taburelere oturduk. Geldi çaylar, gitti kahveler... Çaylar, kahveler sohbete ortak oldu...Daha sonra sohbetimize AK Parti İl Başkanı Mustafa Bey katıldı. Masanın etrafı zaman ilerledikçe giderek arttık. Sohbetin konusu N`olacak bu Kastamonu`nun hali... Fikir çok ama marşa kimin basacağı konusu muallakta...




Münine sohbetlerinin ardından haftasonu gezisinin sonuna geldik. Sırada Eflani Konağı`nda Banduma yemeye geldi. İlk banduma deneyimim pek başarılı geçmemişti. Ama bu gerçekten güzeldi. Bandumaya bandurdum, bandurdum yedim. Bi de üstüne ekşi içince tam oldu.




Eee...




Valla ne diyeyim ben sonunda özümü buldum galiba...


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://cideliler.yetkinforum.com
şehrazat

şehrazat


Mesaj Sayısı : 112
Kayıt tarihi : 09/08/08
Yaş : 50
Nerden : istanbul

YÜREĞİMİZİ KASTAMONUDA KOYDUK GELDİK Empty
MesajKonu: Geri: YÜREĞİMİZİ KASTAMONUDA KOYDUK GELDİK   YÜREĞİMİZİ KASTAMONUDA KOYDUK GELDİK I_icon_minitimeÇarş. Ağus. 27, 2008 10:26 am

teşekkürler asi paylaşım için
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
YÜREĞİMİZİ KASTAMONUDA KOYDUK GELDİK
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» KASTAMONUDA MART KARI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CİDELİLER :: KASTAMONUDAN HABERLER-
Buraya geçin: